Dergi Detay

Dergi Resmi

Dil ve Edebiyat (104. Sayı)

“Kutsal Varlık” Üretmek ve “Kutsal”ı Anlamsız Kılmak

15 Temmuz 2017’de yeniden 15 Temmuz’u düşünmek.
“Düşünmek!” Kuran’ın sıklıkla atıf yaptığı ancak “kutsal alan,
kişi, mekân, topluluk, camia …” üreticilerinin haz etmediği, bir
kelimedir, düşünmek. Akletmek ve iradeyi kullanmak temel
kaynak olarak kitabın inananlara önerdiği, hatta emrettiği
bir edim. Buna rağmen “kutsal etek, Allah’ın sevgili kulu,
kutsal aileden gelen, Levh-i Mahfuz’da yazılı olanları
gören ve haber veren [“Arş ve Kürsî hakkında istifhama
müstenid herhangi bir soru sorulmadıkça konuşmamayı
tercih ederim. Zira bunları Rabb’imin namusu gibi telakki
ediyorum. Çok mahrem bir yakınımın iç çamaşırlarından
nasıl bahsetmiyorsam, Arş ve Kürsî’den de bahsetmek istemem…”
Fetullah Gülen] , Peygamberle sürekli istişare halinde
olan, Hz. Peygamber’den keşif ve ilhamla hadis alan,
Meleklerle görüşen, gaybı bilen ve huzura girildiğinde aklından
geçenleri bilerek sorunlara çözüm sunan, Hızır’la
sürekli birlikte olan, Hesap gününde müritlerinin ruhlarını
kibrit kutusunda ‘sırat köprüsü’nden geçiren, pencere kenarına
oturtularak önünden huşû ile geçilen ve kalbinizden
geçenleri bilen, ziyaret esnasında sırtını dönmeden
ellerini ve ayaklarını kullanarak gerisin geri huzurdan
çıkılan … vb” Kuran’ın ruhsat vermediği, yasakladığı batıl
kutsallar üreterek onlara iman eden ve iradelerini o ‘kıymeti
kendinden menkul’ “kutsal zatlara” teslim edenlerin dünyasında
yaşıyoruz. Bugün dünyamızda yeni “kutsallar üretilerek”
‘bâtıl kutsallar’ dokunulmaz kılınmaya çalışılıyor.
“Bâtıllarını kutsal bilen” ayrıcalıklı inanlıların hastalıklarına
‘şifa sağlayan deve sidikleri’, kabir azabına karşı ‘yanmayan
kefenleri’, hesap gününde ‘tam cehenneme girecekken
kurtarıcı tarikatları’… var. Bitmedi ama annelerinin, kız kardeşlerinin,
eş diyerek aldıkları kadınların ‘eksik akılları ve
imanları’ … var. Üstelik Hz. Meryem, Hz. Hatice, Hz. Ayşe ve
Hz. Fatma da onlardan, değil mi? diye kendilerine sorulduğunda;
dehşet içinde ‘estağfurullah’ diyerek, söylediklerinden
utanmayan ‘keşfe, rüyaya…” teşne topluluklar. Aklı ve bedeni
gerçek anlamda karşılığı olmayan ‘kutsallarla” örtenler “Böyle
yapmakla, Kıyamet Günü’nde kendi günahlarının yükünü bütünüyle,
yoldan çıkardıkları bilgisiz kimselerin yükünü de kısmen
üzerlerine almış olurlar. Bir bilseniz, bu yüklendikleri ne
kötü bir yüktür!” [Kuran 16/25].
Yeniden hatırlamak ve düşünmek!
Fetullah Gülen isimli “din öğrenimi tartışmalı din bilgini”
ve vasıfları kendinden menkul kişi:
★ “Allah, kendi katından göndermiş olduğu bir kısım
ışınları, onun üzerinde kırıp, başkalarına yansıtıyorsa bu
yüce ve kutsî iş için o insan” diye kendini takdim eden,
★ Vazettiği kürsüye Allah’ı oturtup konuştuğu cemaatin
arasına peygamberi dinleyici olarak yerleştiren,
★ “Yani insan, mahiyeti itibariyle zaman üstü, mekân
üstü olabilir. Dünü yarınla beraber görebilir. Doğrudan
doğruya huzur-ı risaletpenâhiye ulaşabilir ve Efendimizi
dinleyebilir. Hz. Cibril’i Kur’an okurken duyuyor gibi olabilir”
diyen,
★ “Felekler burcuna çıktım, melekten merhaba gördüm,
bana Hakk’tan nida geldi: Gel ey aşık ki mahremsin,
bura mahrem makamıdır, seni ehli vefa gördüm” masalını
dini bir nida ile aktaran,
★ Hurufiliği ve ebceti kutsal kabul eden, onlardan işaretler
ve esrarlı işaretler üreten, bu hususta eserlerinin kendisine
yazdırıldığını iddia eden ‘üstadından geri kalmayan’,
★ “Ben şimdi tepeden tırnağa his kesilmiş olarak doğrudan
doğruya O’nun rahmeti adına konuşuyorum. Şu
anda adeta gazabını unuttum gibi. Rahman ve Rahim gözümün
önünü doldurdu. Bismillahirrahmanirrahim adeta
beni çepeçevre sardı. Allah, Rahman Rahim huzurunuzda
mütecellî…” diyen Müslümanların katili, FETÖ organizasyonunun
efendisine sesi çıkmayanlar; bugün aynı masalları
anlatanlarla iş tutmakta ve sessiz kalmaktadırlar.
Yüzyıllardır insanlığın yaşadığı kargaşa ve kaoslara rağmen
insan ruhunun ve zihninin derinliklerinde yer etmiş ‘kutsal’
olgusu, en beklenmedik biçimlere bürünerek dini soslarla
servis edilir. Duyular örtülerek keşif ve muhayyile (imgeler
dünyası) öne çıkarılır kutsanan (evliya, veli … ) kişinin her şeyi
gönül gözüyle inceden inceye gördüğü/aktardığı son derece
muğlâk, müphem ve simgesel bir dille anlatılır. Bu yöntemle
o kişi etrafında ‘ufkî’ bir derinlik (!) kurgulanır. Özel anlatılarla
mekândan münezzeh hale getirilen ‘kutsal varlık’ özel bir
libasla örtülür tanrısalın/uluhiyetin erişilmez aşkınlığı içinde
tecessüm etmiş insan biçimindeki ‘kutsal efendi’ Allah adına
konuşan, hidayete erdiren, zararlı illetlerden kurtaran ve
ahiretin cennet tarafını garanti eden … bir varlığa dönüşür.
15 Temmuz’lar olmaması için Ali Şerati duasıyla “Ailemize
sorumluluk, halkımıza bilim, inananlarımıza aydınlık, aydınlarımıza
iman, tutucularımıza anlayış, kavramışlarımıza tutuculuk,
kadınlarımıza bilinç, erkeklerimize şeref, ihtiyarlarımıza
bilgi, gençlerimize soyluluk, öğretmen ve üstatlarımıza, öğrencilerimize
inanç, uyuyanlarımıza uyanıklık, uyanıklarımıza
irade, tebliğlerimize gerçek, dindarlarımıza din, yazarlarımıza
güvenirlik, sanatkarlarımıza dert, şairlerimize şuur, araştırıcılarımıza
hedef, ümitsizlerimize ümit, zayıflarımıza güç, muhafazakarlarımıza
hareket, ölümcül uykularda olanlarımıza
hayat ve dirilik, körlerimize görme, suskunlarımıza feryat,
Müslümanlarımıza Kuran, Sünnet ve Ehl-i Beyt bilinci, tüm
mezheplerimize birlik, kıskançlarımıza şifa, egoistlerimize sabır,
halkımıza kendini bilme, tüm uluslardan kurulu milletimize
samimiyet, basiret, feraset, cesaret, fedakarlık yeteneği, kurtuluşa
layık oluş ve izzet bağışla!”
Her bir bireyin kendi batılını kutsadığı ve kutsadığı batıla
inandığı çağda insanı, ‘vahiy uyarısıyla’ düşünmeye çağırıyoruz.
Not: Fetullah Gülen ile ilgili alıntılar Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “Kendi
Dilinden FETÖ Örgütlü Din İstismarı” raporundan alınmıştır.