Dergi Detay

Dergi Resmi

Dil ve Edebiyat (108. Sayı)

Kudüs!...
Üzeyir İlbak

30 Aralık 1517 Yavuz Sultan Selim Kudüs’te, Günlerden
9 Aralık 1917 Pazar Osmanlı’nın son birliği Kudüs’ten
ayrıldı. Bir asır sonra: Aralık 2017…
Sezai Karakoç ‘un Alınyazısı Saati şiirini yeniden
okuyorum. “Ve Kudüs’ü terk ettiğin o ikindi/Birinci Cihan
Harbi günü vakti/ Kan sızdırıyor kaburga kemikleri/Karlı
dağlardan indirdiğin atların/Bir evde perdeyi indiriyor
bir kadın/Mahşerin perdesini kıyametin
perdesini”… Sonra Akif İnan’ın Mescid-
i Aksa şiirindeki dizeler yankılanıyor.
“Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde/Bir
çocuk gibiydi ve ağlıyordu/Varıp eşiğine
alnını koydum/Sanki bir yer altı nehr
çağlıyordu.”
Çocukluğumuzdan Kudüs yolculuğunda
devesini kölesiyle paylaşan Ömer
(r.a.) anlatısı kulağımıza fısıldanmıştı. İlk
gençlik yıllarımda işgal edilen Kudüs bu
işgalden sonra daha da hayatımızın bir
parçası oldu. Mescid-i Aksa’nın ilk kıble
olarak hayatımda anlam kazanması, Kuran’ı
anlamak için Kuran ile ilişki kurduğum
lise yıllarına tekabül eder [Kuran, 2/143].
Zamanla Kudüs’ün sadece bir şehir olmadığının farkına
vardık. Anlamını kavramak için yaptığımız her yeni okuma bize
yeni bir ufuk açtı ve Kudüs’ün hakikatine erişmek için İbrahim
(a.s.) peygamberin evine misafir olduk. Sare’den doğma İshak
ile Hacer’den doğma İsmail’in çığlığını kavradık ve anlamsız
kıskançlığın izinden yürüdük Kudüs sokaklarında. İshak’tan Yakup
(İsrail) oğullarının ve İsmail’in soyundan da Peygamberimiz
Hz. Muhammed’in (s.a.) dünyaya yolculuğunun idrakine erdik.
Aynı babadan olma iki peygamberin soyundan gelen iki kadim
toplumun asırları aşan mücadelesinde ilk ateşi ilk alevlendiren
evin bulunduğu yerde, yani Kudüs’te tutuşturucu olarak kullanılan
fosfor-alev bombalarının körüklediği hınç nöbetlerine tanık
olduk.
Bir asır önce Osmanlı Devleti’nin son Kudüs mutasarrıfı İzzet’in,
İngiliz komutanlığına yazdığı şu notla terk ettiğimiz Kudüs’ü
hatırlamak ve hatırlatmak istedik: “Her milletçe kutsal
sayılan Kudüs’teki yerleşim yerlerine iki günden beri obüsler
düşmektedir. Osmanlı Hükümeti sırf dinî mekânların zarar
görmemesi için kasabadan çekilmiş ve Kamame, Mescid-i
Aksa gibi dinî mekânların korunmasına memurlar görevlendirmiştir.
Tarafınızdan dahi bu yolda muamele edileceği
ümidiyle bu belgeyi Belediye Reisi Vekili Hüseyin-zâde Hüseyin
Bey eliyle gönderiyorum efendim.”
Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam’ın kutsallarıyla ilişkilendirilen
Kudüs, ismine yakışır anlam üzere yönetilmeyeli bir asır
olmuş. Hristiyanlara göre Âdem peygamber cennetten çıkarıldıktan
sonra cennetin kapısı Kudüs’te bulunduğundan bu
şehre gelir ve uzun süre burada yaşar. Büyük tufandan sonra
Nuh peygamber suların çekilip çekilmediğini anlamak için bir
güvercin uçurur ve güvercin günler sonra ağzında bir zeytin
dalı ile döner; güvercinin bu zeytin dalını Kudüs’teki Zeytin
Dağı’ndan getirdiğine inanılır.
Kadim metinlerde Kudüs’ün Davud
Peygamber tarafından fethedildiğine, Süleyman
Peygamber’in şehrin merkezinde
mabedini inşa ederek şehri şekillendirdiğine,
Hz. İsa’nın buradan göğe çekildiğine,
Hz. Muhammed’in(s) de Mirac’a yükseldiğine
inanılır. Müslümanların ilk kıblesi
olduğu için değerli ve özel kabul edilen
Kudüs artık bütün dinlerin, insanların ve
insanlığın kayıp şehridir.
Kudüs’ü anlamak için zihni ve kalbi
Kudüs’e ayarlamak gerek. Nuri Pakdil
“Ayarlanmadan Kudüs’e/Boşuna vakit
geçirirsin/Buz tutar/Gözün görmez olur,”
der Anneler ve Kudüsler şiirinde. Yıllar
sonra Kudüs’ü ziyaret ettiğinde de “Kalbimin yarısı Mekke’dir,
yarısı Medine’dir, üzerinde bir tül gibi Kudüs vardır,” diyecektir.
***
Son birkaç ay bizim için dolu dolu geçti. Ekim 2017’nin
son haftasında Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği, bütün şubelerinin
katılımıyla Kahramanmaraş’ta yıllık istişare toplantısı
yaptı. Toplantıya bazı milletvekillerimiz ile Kahramanmaraş
Büyükşehir Belediye Başkanımız Fatih Mehmet Erkoç ve ilçe
belediye başkanlarımız ile şehrin bürokratları katıldılar. Yürüyüşüne
“Dilimiz Kimliğimizdir”ifadesiyle başlayan
derneğimizin bu toplantısı yerel ve ulusal basında da geniş
yankı buldu.
Kasım ayı içinde derneğimizin Kültür ve Turizm Bakanlığı
destekleriyle on ilde gerçekleştirdiği “Yazar-Okur” buluşmaları
da oldukça verimli geçti. Bununla ilgili yapılan çalışmalar gelecek
sayımızda ayrıntılı olarak yer alacaktır. “Uluslararası Genç
Edebiyatçılar Festivali” kapsamında ülkemize davet edilen
Portekizli genç şair ve yazarlardan Gisela Casimiro ve Lígia
Reyes dergimizi ziyaret ettiler. Zafer Acar‘ın Gisela Casimiro
ile gerçekleştirdiği söyleşisi ile yine Zafer Acar’ın Casimiro’nun
şiirlerinden yaptığı çevirilerini bu sayımızda paylaşıyoruz.
Yoğunluktan dolayı Mehtap Altan’ın Hüseyin Su ile gerçekleştirdiği
söyleşi Ocak 2018 sayısında yayınlanacaktır.
2018 yılının insanlık, Müslüman kardeşlerimiz ve zulme
maruz bırakılan Myanmar, Kudüs, Suriye … İçin bir müjde olmasını
Allah’tan dileriz.