Dergi Detay

Dergi Resmi

Dil ve Edebiyat (115. Sayı)

Yeni Yönetim Sistemi ve Kültür-Eğitim
Üzeyir İlbak

Batılılaşma ile başlayan kültürel sapma, Meşrutiyet
ve Cumhuriyet döneminde yeni bir mecraya
yöneltildi. Cumhuriyet tepeden inmeci bir anlayışla
“tek tip düşünen, giyinen, beslenen, yaşayan …”
bir nesil yetiştirmeyi politik duruşunun temel ilkesi haline
getirdi. İnsanların inançlarına, etnik kimliklerine, dünya
görüşlerine göre yaşama taleplerini kanun, yönetmelik ve
tüzüklerle kısıtladı. Tercüme ‘adab-ı muaşeret’ risaleleriyle
giyim, dans, çatal-kaşık kullanma biçimi ve kadeh tutma-
tokuşturma biçimine kadar hayatlarımızın içine girdi.
Bu tespitler ortada dururken 1920’de Fevzi Paşa
başkanlığında kurulan ilk “icra vekilleri heyeti”nin programında
kültür ve eğitime dair şu temel meseleleri kaleme
aldılar.
1. “Çocuklarımıza verilecek terbiyeyi her manasıyla
dini ve milli hale koymak;
2. “Tedrisat-ı resmiyeyi, mekteplerimizi en ilmi, en
asri olanesasat ve kavaid-i sıhhiye dairesinde yeniden
tanzim ve programlarını ıslah etmek, mizac-ı millete ve
şerait-i coğrafiye ve iklimiyemizean’anat-ı tarihiye ve içtimaiyemize
muvafık ilmi ders kitaplarımeydana getirmek;
3. “Halk kütlesinden lûgatları toplayarak dilimizin
kamusunu yapmak;
4. “Garp ve Şark’ın müellefat-ı ilmiye ve fenniyesini
dilimize tercüme ettirmek”
Böyle mi oldu gerçekten? ‘Dini ve milli terbiye’den
maksat neydi? İkinci maddede zikredilen ‘en asri olan
esasat ve kavaid-i sıhhiye’, ‘mizac-ı millet’, ‘an’anat-ı
tarihiye ve içtimaiye’den ne anlamalıydık? Üçüncü maddede
bahsi geçen dil, lügat, kamustan arzu edilen neydi?
Maksat dilde tasfiye, harften feragatle mizac-ı millet’ten
kopmak ve yetişecek nesilleri bin yıllık kültürel mirastan
mahrum etmek miydi?
Lisan, kültür, eğitim ve medeniyet meselesi ne yazık
ki ideolojik kamplarını dikkate almadan, altını çizerek
söylüyorum tüm cumhuriyet hükümetlerinin ve siyasi
partilerinprogramlarında kerhen yer almıştır. Koalisyon
görüşmelerinde diğer ortağı memnun etme aracı olarak
kullanılmış ne ticaret ve sanayi ne bayındırlık ve iskân ne
orman … bakanlıkları kadar değer verilmemiştir.
Daha yeni geride bıraktığımız Cumhurbaşkanlığı ve
Milletvekili Genel Seçiminde programlara baktığımızda
yine, yeniden bir hayal kırıklığı yaşarız. İktidar partisi seçim
beyannamesi 360 sayfa. Kültür ve sanat bahsi kendisine
on sayfa kadar yer bulmuş. Dil meselesi yurtdışında
yaşayan insanlarımız bahsinde ele alınmış; medya, ticaret
ve iletişimde katledilen Türkçeye dair bir mesele yok. Metinlerde
iki yüzden fazla geçirilen kültür ifadesinin genel
kabul gören anlamıyla geçtiği cümle sayısı iki yüz civarındadır.
Farklı anlamlarda birtakım kelimelerle birlikte çokça
kullanıldığı için özel bir kelime gibi ‘görünmek’tedir.
Aynı zaaf ana muhalefet partisi beyannamesi için de söz
konusudur. Ana muhalefet daha çok bir yaşama biçimi
üzerinden iktidar eleştirisi terimine dönüştürmüş kültür
meselesini. Ana muhalefet de iktidar partisi gibi dil meselesine
“yabancı dil öğretimi” zaviyesinden bakmış. Devlet
Bahçeli ve ekibi dil bahsine daha geniş yer ayırmış ve üzerinde
durulmaya değer tespit ve önerilerde bulunmuştur.
İktidar kültür olgusuna yaptığı bu tarif çerçevesinde
bakmaktadır. “Köklü bir medeniyetin mirasçısı olan
milletimizin engin bir kültür ve sanat birikimi bulunmaktadır.
Kültür ve sanat alanında hedefimiz; derin bir tarih
şuuru perspektifinde oluşan değerlerini muhafaza eden,
yeniden üreten ve gelecek nesillere aktaran, kültürel farklılıkları
zenginlik olarak gören, herkesin kültür ve sanat
faaliyetlerine katkıda bulunduğu ve erişebildiği, estetik
duygusu güçlü bir toplum oluşturmaktır.”
İktidar erkinin cumhurbaşkanlığına geçtiği bu yeni
dönemde kültür-sanat-eğitime yer verildi mi? Cumhurbaşkanının
açıkladığı yeni yönetim şemasında bu temel
meseleler açık bir şekilde yer aldı. Cumhurbaşkanlığı Yönetim
Şemasında EĞİTİM ve ÖĞRETİM POLİTİKALARI
KURUMU ile KÜLTÜR ve SANAT POLİTİKALARI KURUMU’nun
yer alması önemlidir. Ancak arka planı, muhtevası
ve işleyiş biçimine dair elimizde bir veri yok. Bu
iki kurumun birbirinden ayrı düşünülmüş olmasını doğru
bulmuyoruz. Bu iki kurul EĞİTİM-ÖĞRETİM ve KÜLTÜR-
MEDENİYET POLİTİKALARI KURUMU olarak tek
başlık altında kurulabilir. Birbirleriyle doğrudan ilişkili
kültür, eğitim, sanat ve medeniyet ile bu alanlardaki birikim
birlikte değerlendirildiğinde ve öğretilerek geleceğe
aktarıldığında anlamlı hale gelir. Bu bahis yazılmaya ve
tartışılmaya değer olacaktır.
2018 seçiminin ülkemiz, milletimiz, gönül coğrafyamız
ve insanlık için hayırlı olmasını dileriz.
***
15 Temmuz Darbesi girişimi ile ülkemizi bir felaketin
eşiğine getiren kiralık aklı hatırlatarak lanetliyor, yeni
kiralık akıl avcılarına fırsat verilmemesi temennisiyle
15 Temmuz gecesinde ve ülke savunması ile terörle mücadelede
şehit olan kardeşlerimizi rahmet ve minnetle
anıyoruz.