Dergi Detay

Dergi Resmi

Dil ve Edebiyat (160. Sayı)

ŞEHİTLER VE ŞAHİTLERLE ÇANAKKALE!
Üzeyir İlbak
 

“Tarih, ilerisini göremeyenler için acımasızdır.”
Leone Caetani

Çanakkale 1914-1918. Dünya Mart 2022. İnsanlığın ilk büyük paylaşım
felaketi Birinci Dünya Paylaşım Savaşı. Emperyal güçler bir asır önce
yakıp yıkarak dünyanın yaşanacak yirminci yüzyılının felaketini inşa
ettiler. O tarihlerde iki büyük imparatorluk tasfiye edildi. Osmanlı ve
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu. Bir asır önce tasfiye edilen bu
iki kadim devletin topraklarında hâlâ yangın var; çünkü yangın olsun ve
alevler insanlığı yaksın diye dünyayı böyle planladılar.
Bir asrı geçen zamandan sonra Çanakkale’ye ömrü bir asır olarak
planlanan bir köprü yaptık. Emeği geçenlere teşekkür ederiz. Neslimize ve
nesillerimize hayırlı olsun. Peki, Çanakkale’yi anladık mı? Çanakkale-Gelibolu
sadece birer toprak parçası mı? Balkanlarda yaşanan felaketten üç
yıl sonra bize ne anlatır? Kurtuluş Savaşı’nın birinci adımı mıdır? Çanakkale’nin
komutanları hâlâ neden yer almaz anma nutuklarında ve tarih notlarında?
Esat Paşa, Cevat Paşa ve Selahattin Adil Bey neden tarih kitaplarında
yeterince yok.
Cevat (Çobanlı) Paşa 1870’te başlayıp 1938’e kadar, Osmanlı sarayında yaverlik
yapmış, Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşı, Birinci Dünya Savaşı ve
Kurtuluş Savaşında fiilî olarak yer almış bir Osmanlı Paşa'sıdır. Çanakkale
Müstahkem Mevki Komutanı sıfatıyla Çanakkale’deki en kıdemli subaylardan
birdir. Çanakkale Deniz Savaşlarında (18 Mart ) savunma stratejilerini
hazırlamış, üstün zekâ ve askerî tecrübesi sonucu Boğaz’ın geçilmemesinde
önemli hizmetler ifa etmiştir. Boğaz bölgesi komutanı olarak görev yapan
Cevat Çobanlı Paşa’nın ve yardımcısı Selahattin Adil Bey’in tarih kitaplarında
gereğince yer almamasının tesadüfî olma ihtimali var mıdır?
Çanakkale-Gelibolu’nun geçilemeyen hikâyesi başından sonuna kadar
masa başında yazılmıştır. Deniz Savaşları ve “Çanakkale’nin geçilememesi”
destanı Boğaz’ın geçilememesi ile ilgili olmasına rağmen bu kısım tarihte
Havranlı Seyit Onbaşı üzerinden anlatılarak ve komutanları görmezden gelinerek
basit bir hikâyeye indirgenmiştir. Dünyanın en büyük deniz donanmasını
topa mermi süren bir onbaşı üzerinden anlatmanın iyi niyetli bir tarih
yazımı olup olmadığı sorusunun bir asır sonra sorulması garip gelebilir. Ancak
tarih “ibret” levhaları sunar; doğru anlamazsanız “felaketiniz” olur. Seyit
onbaşının hakkını teslim ederek, minnettarlığımızı sunarak komutanlarının
da hakkını teslim etmek ve tarihî hakikate saygı duymak gerek. Çanakkale’nin
tarihi Anafartalar Komutanı Mustafa Kemal kadar belki daha fazlasıyla diğer subayların da tarihidir.