Dergi Detay

Dergi Resmi

Dil ve Edebiyat (22. Sayı)

Sevgili Dostlarımız,

 

Dostun sitem sözü tene dokunmaz

İşler içeriye zehr-i mâr gibi

Defterde her dostun ismi okunmaz

Gökten yağar yere, erir kar gibi

Kim gözü gözüne, kaşı kaşına

Benzemezse tuzun, katma aşına

Bir gün şu cihânı eder başına

Esir zindanından daha dar gibi

Ârifler Seyrânî gibi âyân

Âriften sayılır ârife uyan

Câhil sohbetinin encâmı ziyân

Âriflerin ziyân sözü kâr gibi

Seyrânî

Toplum olarak her şeyin sahtesini, hilelisini kabullenmeye, kandırılmaya alışmışız;

pek de aldırmayız.

Oysa hiçbir zaman sahtesine, yalanına, dolanına, hileli olanına, defolusuna tahammül

edemeyeceğimiz bir şey vardır; sevgi. Çocuk ile anne arasındaki sevgi,

karşılıksız ve hiçbir çıkara dayanmayan sevgidir. Anne çocuğunu menfaati olmadan

karşılıksız sever. Baba sevgisi biraz farklıdır; babayı severken beklentiler ortaya

çıkar. Baba bir şeyler vermelidir sevgi için. Vatan, “ana” vatandır. Atalarımızdan

miras “Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar”, “ Ana gibi yâr, Bağdat gibi diyar

olmaz…” sözleri, ülkem insanının kendine has hasletleridir. Ana sevgisi ancak

vatan sevgisiyle eş tutulur. Bu sevgi zinciri ana-baba, vatan sevgisinden Allah sevgisiyle

buluşur. Nihayetinde en büyük sevginin ve aşkın, Allah sevgisi ve Allah aşkı

olduğunu görüyoruz.

Bu sayımızda, sevmeyi ve aşkı, yaşamanın ana şartı olarak gören bir büyüğümüzü,

Fethi Gemuhluoğlu’nu rahmetle anıyoruz. Hayatını gençlerin yetişmesi,

okuması ve kültürlü olmasına adayan Fethi Ağabey; vakıf medeniyetinin güçlü bir

temsilcisi olmuştu.

Olgun ile ham, öğretmen ile öğrenci, ana-baba ile evlat arasındaki sevgi bağının

elbette ki fazilete ihtiyacı vardır; insanlara bu erdemi kazandırmak gerekir. İçtimai

hayatımızın kültürel temellerinden birisi de sohbet kültürümüzdür.

Öğrenmek, bilgilenmek, toplumsal ve beşerî ilişkiler, diyalogların başlangıcı

sohbetlere katılmakla sağlanacaktır. Herkes bu konuda üzerine düşeni yapmalı.

Biliyorsunuz, biz Dil ve Edebiyat Derneği olarak her sezon, her biri konusunda

uzman olan konuşmacılarımızla, cumartesi toplantıları yapmayı geleneksel hâle

getirdik. Artık yaz tatilinin rehavetinden sıyrılıp 9 Ekim’de sezonu açacak olan

sohbet toplantılarımıza, özellikle geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da gençlerimizin

yoğun katılımını bekliyoruz.

Dinleyicilerimizle interaktif olarak gerçekleşen bu toplantılarımızın içerik ve

takvimini, Genel Ağ (www.ded.org.tr) sitemizden bulabilirsiniz.

Mevlânâ diyor ki; “Haydi şu benlikten geç, herkesle karış, kaynaş. Kendinde

kaldıkça bir habbesin, bir zerresin ancak; fakat herkesle birleştin, kaynaştın mı

ummansın, madensin.”

Türk diline sevdalı tüm dostlarımızı, gülen yüzümüz güzel Türkçemizle

buradan selamlıyorum.

 

Mehmet Kamil Berse

Editör