Dergi Detay

Dergi Resmi

Dil ve Edebiyat (83. Sayı)

Editörden
Hüseyin ALTUNTAŞ
[email protected]


Değerli Okuyucularımız! UEdebiyat hayattan kopuk, insanı
sanal âlemlerde gezindiren, tahayyülatı
gerçekliğin yerine ikame
etmeye çalışan, zihin lüksü bir uğraşı
değildir. Tam tersine, en hayali anlatımlarında,
en kurgusal hikâyelerinde, en irrasyonel dizelerinde
bile yaşanan hayatın izlerini taşıyan, dolayısıyla üretildiği
dönemde yaşanmış olan sosyal gerçekliğin
temel kodlarını bugüne aktaran bir belgeler yığınıdır.
Bunu şunun için söylüyorum: Aradan yüz yıl geçse de,
okumayı becerebilenler bugünün edebî çalışmalarındaki
ipuçlarından yola çıkarak bu dönemin bütün
özelliklerini, zaaflarımızı, eğilimlerimizi, güçlü ve zayıf
yanlarımızı, Batı karşısındaki yetersiz gayretlerimizi
mutlaka o çalışmalardaki izlerden takip edebilecekler.
Bu da bizim gibi, milletin değer yargılarını paylaşan
mütedeyyin ve mutedil kesim için hiç de iftihar
edilecek bir tablo ortaya çıkarmayacak.
Çünkü şiirlerimizde “bir yeniden doğuş (rönesans)”
döneminin ilk ışıklarından çok, Batı kültürü
içinde boğulmak üzere olan genç neslin elinden tutup
onu “sahili selamet”e çıkarma çabalarını bulacak.
Bunun anlamı, hâlâ istilacı Batı’ya karşı kültürel saldırıya
geçemediğimiz, sadece olanı muhafazaya yönelik
savunmacı bir hatta debeleniyor oluşumuzdur.
Şiirlerimiz böyle de hikâyelerimiz, romanlarımız,
senaryolarımız farklı mı? Çok mu yararlı eleştiri kitapları
yazıyoruz? 400 yıl sonra Montaigne’i aşabilmiş
onlarca deneme yazarımız mı var? Nereden
saysak, haklarını teslim etmekten gurur duyacağımız
yazar ve şairlerimizin sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor.
Bu milletin dokusuyla aynı özelliklere sahip
şiir ve nesir üreten şair ve yazarlarımızı minnetle
anıyoruz. Şikâyetimiz, bunların sayısının sayılamayacak
kadar çok, ezberimizde tutamayacağımız kadar
fazla olmaması… Yüzyıl sonra bu kesimin edebiyat
anlayışını ve ürünlerini araştıran bir meraklı, bizim şu
an Osmanlı döneminde matematik ve fen bilimleri
alanında üretilmiş eser ve sahiplerini ararken karşılaştığımız
hayal kırıcı sonuçla karşılaşacak. Elbette
bazı isimler, bazı eserler bulacak. Ne var ki, bunların
sayısı, baharı bekleyen bir insanın sağda solda gördüğü
tek tük çiçeğin sayısı kadar olacak. Tek çiçekle
bahar gelmez, tek adımla yol bitmez.
Peki, ne yapalım? Şunu yapalım elbirliğiyle: Milletin
gösterdiği teveccühü iyi kullanalım ve kültür
dünyamıza gelecekteki araştırmacıların “nereden
başlasam?” diyeceği kadar çok iz bırakalım. Bu izler
milletin izleri olsun! Bin küsur yıldır Anadolu topraklarında
bıraktığı şifahi izlerin bu çağda yazıya dökülmüş,
metinlere dönüşmüş, dolayısıyla geleceğe
miras bırakılmaya elverişli hale gelmiş izleri olsun!
Atağa kalkalım! Yarışmalar düzenleyelim! Şair ve
yazarların, genç yazar adaylarının “acaba hangisine
katılsam?” diyeceği kadar çok yarışmalar yapalım!
Yetenek seferberliği ilan edelim! Genç neslin elinden
tutmakla yetinmeyip onları hızla, çekerek, hatta sürükleyerek
Batı’nın saldırgan kültürünün hücum ettiği
alanları görebilecekleri tepelere çıkaralım! Ufukları
genişlesin! Savunmanın bir yere kadar işlev görebileceğini,
nihai başarının ancak karşı saldırıya geçmekle
elde edilebileceğini gösterelim! Çok yazalım, çok
üretelim! Tabii, marifetin iltifata tabi olduğu, müşterisiz
metaın zayi olduğu gerçeğini de unutmayalım!
Değerli Okuyucularımız!
Dil ve Edebiyat dergisi olarak kültür ve sanat
dünyamızın sorunlarına değinmeyi, bu alandaki yapısal
ve içeriksel sorunlara çözüm önerileri sunmayı
size olan sorumluluğumuzun muktezası addediyoruz.
Dilimiz ve edebiyatımız bu topraklardaki en önemli
kültür varlıklarımızdandır. Bu nedenle, bu sayımızda
size yeni şiirler, hikâyeler ve denemelerin yanı sıra iki
önemli yazı daha sunuyoruz. TDED Genel Başkanımız
Ekrem Erdem’in “Türkçemizi Q Klavye Dayatmasına
Ezdirmemenin Yolu: F Klavye” başlıklı makalesi ile
Umut Erdoğan’ın “Bir Klavye Hikâyesi: F mi Q mu?”
adlı inceleme yazısından yararlanacağınızı; ayrıca diğer
yazı ve şiirlerimizle dergimize olan bağlılığınızın
daha da pekişeceğini umuyoruz.
Desteğinizin daha iyiye doğru gitmek için gereksindiğimiz
en önemli motivasyon kaynağımız olduğunu
bir kez daha ifade edelim.
Daha güzel bir dergide buluşmak dileğiyle…