Dergi Detay

Dergi Resmi

Olağan Hikaye (16. Sayı)

Gürültüde Kaybolmamak


Yoğun bir gündemimiz var. Gerçi her zaman öyleydi
ama şimdilerde durumumuz biraz daha farklı. Bu yüzden
hâlimiz, geçmiş günlerin sanatçılarının durumuna hiç benzemiyor.
Gazeteden radyoya sonra televizyonlara derken artık
ülkede olan biten ne varsa anlık bildirimle sosyal medyada
karşımıza çıkıyor. Bir gün içerisinde maruz kaldığımız bildirim
miktarı herhâlde elli yıl öncesinde hikâye, şiir yazanların
kat kat fazlasıdır.
Geçmişle kıyas yaparak edebiyatımızın meselesizliğinden
dem vuruluyor ya, işin açıkçası edebiyatın kendine
has gündem oluşturabileceği bir ortam, bu şartlar altında hiç
kolay değil. Gündemler belli muhitlerde oluşan birlikteliklerden
doğar. Edebiyatçılar bu muhitlerde bir araya gelerek
kendi meselelerini oluşturur, tartışırlar. Bugün artık böylesi
ortamlara sahip değiliz, yeni zamanların buluşmaları sanal
mecrada, sosyal medyada gerçekleşiyor. Orada da bir meseleyi
sağlıklı bir şekilde tartışmak, konuşmak maalesef imkânsız.
Bu mecrada trend topik denilen ana konu neyse bir anda
bizi içine çekip yutuyor. Bunca gürültünün içinde bırakalım
başka sesleri kendi sesimizi duymak bile mümkün değil.
Uğur Cumaoğlu’nun bu ayki yazısında söylediği gibi sanal
evrende hayat izi arıyoruz, bunca gürültünün içinde. Bulabilecek
miyiz emin değiliz. Fakat bildiğimiz şu ki hayat emaresi,
sesimizi var kılabildiğimiz, sesimize ses verenin olduğunu
düşündüğümüz alanda tezahür ediyor. Bu alansa yazar için
edebiyat dergileri ve kitaplar. Bu yüzden daha fazla şiir, daha
fazla hikâyeye sığınmaktan başka çaremiz yok. Hikâye veya
şiir yaşamaya devam ediyor mu anlamak istiyorsak bırakalım
ilk kitabı, dergilerde ilk eserleri yayınlanan isimlerin sesine
bile kulak kabartmalıyız. Aradığımız hayat emaresi orada
olabilir.
Başka sesleri dinlemektense yeni çıkan bir kitabın
sesini duymak, ilk kitabı çıkan bir yazarın henüz yeni sürgün
vermiş bir tomurcuk heyecanına ortak olmak ve anlatı
ormanına bir ses olarak katılmasına şahitlik etmek. Bunca
gürültü içerisinde yapabileceğimiz en iyi şeylerden birisi olsa
gerek. O yüzden birbirimizin aykırı seslerini bile dinlemeye,
başka gündemlerde kaybolup gitmektense, kendi gündemlerimizde
sesimizi yükseltmeye muhtacız. Bunun için de
takipte kalmamız gerekiyor. Birbirinin sesini duymayanlar,
soylu bir sessizliğe yönelmemişlerse eğer, gürültünün içinde
kaybolurlar.


Yunus Emre Özsaray