
Olağan Hikaye (28. Sayı)
Dergi Ücreti : 20 ₺
Büyük Dönüşümün Eşiğinde Müslümanca Edebiyat
YUNUS EMRE ÖZSARAY
Türkiye’de Müslümanca edebiyat dendiğinde sekülerleşmeye
karşı duran, Müslüman olduğunu, hayatını da Allah’ın koyduğu
kurallara göre düzenleme kaygısı taşıdığını beyan eden insanların
ürettiği edebiyat kast edilmişti. Bu kaygıyı taşıyan ilk isimler her
şeyden önce yaşadıkları zamanın farkındaydılar ve zamana kör
bakmadılar. Ama bu saatin işleyişini Müslüman saatine nasıl dö-
nüştürebilirim diye bir gaye taşıdılar. Sezai Karakoç olsun, Ra
sim Özdenören olsun ortaya koydukları edebiyatla modernitenin
içinde olduklarının farkında, geçmişte kalmayan, kaçışa sığın
mayan, ben şimdi buradayım ve Müslüman’ım diyerek bugünü
yaşayan, Müslüman’ın elinden çıktığı her hâlinden belli olan bir
edebiyat ortaya koydular.
Onların bu gayretin ilk kıvılcımını ortaya koydukları zaman
dan şimdiye yarım asırdan fazla geçti. Hakikatli bir gözle me
seleye bakacak olursak kültür üretimi daha da gelişti. Kültürün
ziraatla ilişkili anlam çağrışımını kullanacak olursak bugün öncü
isimlerin ekip biçtiği arazilerin üzerinde yerli ve modern gürbüz
bir orman yetişti. Hatalar yok mu var. Elbette noksanlar da ola
cak, ayrık otları çıkacak fakat biz gözümüzü bunlara değil topra-
ğın yeniden yeşermesine dikeceğiz. Biz bugün hikâye sanatıyla
uğraşırken dünden bugüne ne değişti diye bakıyoruz, çoraklaş-
tırılan arazinin ortasında 1980’lerin başlarında boy veren birkaç
ismin etrafında bugün bir orman yetiştiğini görüyoruz.
Daha 80’lerin başında bir elin parmağını geçmeyen Müs
lümanca duyarlık sahibi olan hikâye yazarı sayısı bugün sayıca
yüzleri geçmiş durumda. Dergilerimiz edebiyatın, sanatın en gi
rift meselelerini sayfalarında tartışıyorlar. Sadece hikâyede değil
şiirde, felsefede, sosyolojide hülasa hayata dair tefekkürün olduğu
her şubede, gencinden üstadına âdeta bir arı kovanındaymış gibi
yüzlerce isim kendi muhitlerinde fikir üretiyor. Bugünün henüz
ne olduğunun farkında değiliz. Şöyle bir gelecekten şimdiye bak
ma imkânımız olsaydı belki bu içinde bulunduğumuz üretim
çağının neye tekabül ettiğini daha net görebilirdik. Klasik eser
lerin günümüz okuruyla buluşması tercümeler, edebiyat, sanat,
düşünce adına ortaya konan birikim derken büyük bir kültürel
dönüşümün eşiğindeyiz. Yeter ki bunun farkında olalım.