ŞULE YÜKSEL ŞENLER

ŞULE YÜKSEL ŞENLER

28/08/2023

“İçinde bulunduğun durum, yaşadığın devir ve şartlar ne olursa olsun mahrum edildiğin maneviyat ve ahlak bilgisini yeniden yüceltmek ve maddi mane­vi yükseltmek, ilerletmek senin elindedir.”

“Ey kendini insan bilen insan, kendini oku!”

Kamusal alanda Müslüman kadın duruşunun öncüsü olan Şule Yüksel Şenler’i vefatının sene-i devriyesinde rahmet ve saygıyla anıyoruz.

 

ŞULE YÜKSEL ŞENLER (1938-2019)

29 Mayıs 1938'de Kayseri'de dünyaya geldi. Aslen Kıbrıslıdır. Küçük yaşlardayken ailesi İstanbul'a göç etti. İlkokul yıllarında ailenin ekonomik durumu bozuldu. Annesi kalp krizi geçirip yatağa düşünce öğrenimini ortaokul ikinci sınıfta bırak zorunda kaldı, Ermeni bir terzinin yanında çalışmaya başladı. Yazmaya 14 yaşında, Yelpaze dergisindeki hikayelerle başladı. Asıl adı Yüksel olan Şenler, yazılarında isminin önüne Şule'yi ekleyerek erkek olmadığını vurgulamak istedi. Böylece yazı hayatında Şule Yüksel adıyla tanındı ve ünlendi. 21 yaşında gazetecilikle tanıştı. İlk köşe yazılarını Kadın gazetesinde yazdı. Amansız bir hastalığa yakalanıp hastanede tedavi altına alınan ağabeyi Özer Şenler, kendisine "Risale" okumasını tavsiye edince örtünmeye ve namaz kılmaya yöneldi. 1965'te tesettüre girdi. Ardından Mehmet Şevket Eygi'nin çıkardığı Yeni İstiklal gazetesinde yazılar kaleme aldı. Buradaki yazılarından ötürü Şenler'e birçok kez dava açıldı. Türk Kadınlar Birliği'nin şikâyeti üzerine hakkında açılan davayla birlikte Şenler'in hayatında yeni bir süreç başladı. Başörtü konusunun eğitimli Müslüman kadının hayatına girmesine vesile oldu. Gerek yazıları gerekse konferanslarıyla da 1960-70'li yılların simge isimlerinden biri hâline geldi. Anadolu'yu dolaşarak verdiği konferanslarla tartışmalar başlattı. Onu taklit eden genç kızların başlarını aynı şekilde örtmesi sonucu bu tartışmalar daha da alevlendi. Bunun üzerine bu tür örtünmeye "Şulebaşı" denildi. Başörtülü bir kadın gazeteci olarak dikkatleri üzerine çekti. Konferans, yazı hayatı derken Şenler, ağabeyiyle birlikte çıkardığı "Seher Vakti'nde" modern başörtüsü ve pardösü modelleri de çiziyordu. Bu modeller, Anadolu'da genç kızlar arasında çığ gibi yayıldı. Başını örten kızlar, üniversitelerde de bu şekilde okumak istedi. Bugün gazetesinde yazmaya başladı. 1971 yılında Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın örtülü kadınlara öncülük edenlerin cezalandırılacaklarını söylemesi üzerine Sunay'a hitaben bir mektup yayımladı, "Cumhurbaşkanının Allah'tan ve milletten özür dilemesi gerektiğini" söyledi. Ardından Cumhurbaşkanına hakaretten ötürü tutuklandı ve 8 ay cezaevinde kaldı. İkinci ayda Sunay Şenler’i affettiyse de Şenler bu affı kabul etmedi ve cezaevinde ceza süresini tamamladı. Cezaevinden çıktıktan sonra Türkiye'nin dört bir yanına dolaşarak konferanslar vermeyi sürdürdü. Hür Söz, Yeni İstiklal, Babıalide Sabah gazetelerinde kadın sayfaları hazırladı. Bugün gazetesinde 1967-71'de köşe yazarlığı yaptı. Seher Vakti Dergisi'nin başyazarı oldu. 1980'den sonra Milli Gazete'de yazdı.

Şenler'in, Huzur Sokağı adlı eseri, Yücel Çakmaklı'nın yönettiği İzzet Günay ve Türkan Şoray'ın rol aldığı Birleşen Yollar adlı filme konu oldu. Huzur Sokağı adlı romanı daha sonra aynı isimle bir televizyon kanalına dizi olarak çekildi. Gençliğin Izdırabı, Hidayet, Bize Ne Oldu, İslam'da ve Günümüzde Kadın, Duyuşlar, Her şey İslam için, Uygarlığın Göz yaşları, Kız ve Çiçek, Sağ El, Bir Bilinçli Öğretmen ve Yılanla Tilki, kaleme aldığı diğer eserlerdir. 8 ay tedavi gördüğü Bağcılar Medipol Mega Üniversite Hastanesi'nde vefat etti ve Eyüpsultan Mezarlığı’na defnedildi. 

 

Kaynak: AA

Galeri