ALİ NİHAD TARLAN
29/09/2023“Edebiyat durmaz, yürür. Her devrin kendi san’at telakkîsine göre vücuda getirdiği eserler vardır. Bu eserler, o devrin ihtiyacını karşılar. Edebiyatın hayat ile alâkası, idrak ve zevke göredir.”
Divan Edebiyatını öğreten ve sevdiren edebiyat tarihçisi Ali Nihad Tarlan’ı, vefatının 45’inci yılında rahmet ve saygıyla anıyoruz.
ALİ NİHAD TARLAN (1898-1978)
Dağıstanlı bir ailenin çocuğu olarak İstanbul Vezneciler’de doğdu. İlk tahsiline babasının Üçüncü Ordu muhasebecisi sıfatıyla görev yaptığı Manastır’da başladı ve Manastır Askerî Rüşdiyesi’ne devam etti. 1908’de babasının Selânik’e tayini çıkınca buradaki Fransız Mektebi’ne girdi, ayrıca Buhûr Efendi adlı birinden Fransızca öğrendi. Babasının 1910’da emekli olunca ailesi İstanbul’a yerleşti. Ali Nihad, Vefa Sultânîsi’ni, aynı zamanda İstanbul Dârülfünunu’na bağlı olarak kurulan lisan şubesinin Farsça ve Fransızca bölümlerini bitirdi (1917). 1920’de Dârülfünun Edebiyat Fakültesi’nden mezun oldu. “İslâm Edebiyatında Leylâ ve Mecnun Mesnevisi” başlıklı doktora teziyle Edebiyat Fakültesi’nden doktora pâyesi alan ilk bilim adamı oldu (1922). Üç yıl Galatasaray Mekteb-i Sultânîsi’nde Farsça dersleri verdi. Mezuniyetinden sonra Beşiktaş Sultânîsi’nde Fransızca muallimliğiyle başlayan öğretmenlik hayatı çeşitli okullar ve askerî liselerle Hintliyan (Nor Tbroz), Eseyan, Bezezyan azınlık okullarında devam etti. Kabataş Erkek Lisesi’nde edebiyat öğretmeni iken İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nin Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde metinler şerhi doçentliğine tayin edildi. Doçentlik tezi “Şeyhî Divanını Tetkik” adlı eseridir. 1941 yılında profesörlüğe yükseldi, 1953’te Eski Türk Edebiyatı Kürsüsü başkanlığına getirildi. Yüksek İslâm Enstitüsü’nde Farsça derslerine de girdi. Çalışkan bir araştırmacı ve otoriter bir hoca olarak önemli eserler verdiği, değerli öğrenciler yetiştirdiği bu yıllarda birçok kitap ve makale yayımladı; katıldığı edebiyat toplantıları ve konferansları ile klasik Türk edebiyatının modern bilim ışığındaki metin şerhine dair önemli hizmetler gördü. Vefatında İçerenköy Mezarlığı’na defnedildi.
Halûk İpekten, Mehmet Ali Tanyeri, Gönül Tekin, Harun Tolasa, Günay Kut, Mehmed Çavuşoğlu gibi eski Türk edebiyatı sahasındaki eserleriyle tanınmış isimler onun yetiştirdiği ilim adamlarındandır. Ali Nihad Tarlan genç yaşta Lamartine ve Alfred de Musset’den çeviriler yapmış, Abdülhak Hâmid’in etkisinde kalan manzum piyesler (Türkün Yemini, Meryem yahut Efsâne-i Sevdâ) yazmıştır. Küçük yaşlarda başladığı şiir denemeleri Servet-i Fünûn üslûbunda soneler, divan tarzında Türkçe ve Farsça gazeller, âşık ve tekke edebiyatı vadisinde koşma ve nefesler, Millî Edebiyat cereyanının etkisinde manzumeler, serbest vezinde şiirlerle devam etmiştir. Divan şiiriyle ilgili çeşitli şahıslar, meseleler ve metinler üzerine pek çok inceleme ve monografisi yanında metin şerhi üzerine yaptığı ilmî çalışmalarla dikkati çekmiş, bilhassa eski şerh anlayışının yerine şairin psikolojisi, hayatı ve çevresini ön plana alan yeni bir metot uygulamıştır.
Eserleri: Ali Nihad Tarlan’ın şiirleri ve nesirleri Güneş Yaprak (İstanbul 1953) ve Kuğular (İstanbul 1970) adıyla yayımlanmıştır. İnceleme-Araştırma: Edebî Sanatlara Dair (İstanbul 1930), Şeyhî Divanını Tetkik (I-II, İstanbul 1934-1936, 1964), Divan Edebiyatında Tevhidler (İstanbul 1936), Divan Edebiyatında Muamma (İstanbul 1936), Metin Tamiri (İstanbul 1937), Metinler Şerhine Dair (İstanbul 1937), Sanat Bakımından Edebiyatımızın Dahilî Tekâmülü (Ankara 1939), İran Edebiyatı (İstanbul 1944), Şiir Mecmualarında XVI. ve XVII. Asır Divan Şiiri (İstanbul 1948-1949), Mehmed Akif (İstanbul 1957, 1961), Edebiyat Meseleleri (İstanbul 1981), Fuzûlî Divanı Şerhi (I-III, Ankara 1985). Tenkitli Divan Neşirleri: Hayâlî Bey Dîvânı (İstanbul 1945), Fuzuli Divanı: Gazel, Musammat, Mukatta ve Rubai Kısmı (İstanbul 1950), Necati Beg Divanı (İstanbul 1963), Ahmed Paşa Divanı (Ankara 1966), Zati Divanı (I-II, Gazeller Kısmı, İstanbul 1968-1970). Yayımlanmış Konferansları: Şeyh Galip, Hayatı ve Şiirleri (Ankara 1939), Çağdaş İran Şiiri (Ankara 1938), Sanat ve Edebiyat Musahabesi (Adana 1939), Mehmet Âkif (İstanbul 1939), Tanzimat Edebiyatında Hakiki Müceddit (Ankara 1940), Ali Şir Nevâî (İstanbul 1942), Divan Edebiyatında Sanat Telakkisi (İstanbul 1946), Abdülhak Hamid (İstanbul 1947), Mevlâna Celâleddin Rûmî (İstanbul 1948).
Kaynak:TDV İslâm Ansiklopedisi