ALİYA İZZETBEGOVİÇ
19/10/2023“Savaşta büyük zulme uğradınız. Zalimleri affedip affetmemekte serbestsiniz. Ne yaparsanız yapın ama soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır.”
Bosna-Hersek’in ilk cumhurbaşkanı, mütefekkir Aliya İzzetbegoviç’i, vefatının sene-i devriyesinde rahmet ve saygıyla anıyoruz.
ALİYA İZZETBEGOVİÇ (1925-2003)
8 Ağustos 1925’te Bosna-Hersek’teki Bosanski Şamats (Šamac) şehrinde doğdu. Köklü bir aileden gelen ve kendisiyle aynı adı taşıyan dedesi, İstanbul’da Osmanlı ordusunda askerlik yapmıştır. Aliya’nın ticaretle uğraşan babası Mustafa, çocuklarına iyi bir gelecek sağlama amacıyla, oğlu henüz iki yaşında iken ailesini Saraybosna’ya taşımıştı. Ailesinden ve özellikle annesinden dinî eğitim alan Aliya, Saraybosna’nın itibarlı okullarından olan Birinci Erkek Lisesi’ne girdi. Daha lisenin ikinci sınıfında iken Genç Müslümanlar Derneği’ne girerek faal üyelerinden biri olan Aliya, bu grup içindeki çalışmalarının yanı sıra özellikle Doğu Bosna’dan gelen mültecilere yardım faaliyetlerine aktif biçimde katıldı. 1943’te liseden mezun oldu. II. Dünya Savaşı’nda Bosna-Hersek’in, Almanya’nın desteğiyle 1941 yılında kurulan Bağımsız Hırvatistan Cumhuriyeti’nin bir parçası haline gelmesi ve bunun yol açtığı yeni sorunlardan dolayı Aliya’nın da aralarında bulunduğu Genç Müslümanlar, Saraybosnalı âlim ve vâiz Mehmed Hanciç’in başkanlığını yaptığı el-Hidâye Derneği’ne geçmek zorunda kaldı. Aliya, Hırvatlar tarafından askere alınmak istenince Saraybosna’dan kaçıp Gradaçaç’a gitti. 1945’te Tito’nun liderliğindeki Partizan ordusu Saraybosna’yı aldığında geri döndü; ancak bu defa Sırplar tarafından askere alındı. Partizanlar’ın müslümanları tutuklamaya başladığı sırada askerliğini bitirmek üzere olan Aliya, daha önceki İslami faaliyetlerinden dolayı 1 Mart 1946’da on dört arkadaşıyla birlikte tutuklanıp hapsedildi. Hapiste kaldığı üç yılın ardından Halide Hanım’la evlendi ve üniversite öğrenimini tamamlamaya çalıştı. İlk girdiği Ziraat Fakültesi’ni yarım bırakıp Hukuk Fakültesi’ne geçti ve 1956’da mezun oldu. Hayatının önemli bir kısmını değişik kurumlarda hukuk danışmanlığı yaparak geçirdi. Bir yandan çeşitli kitaplar okurken diğer yandan komünist rejimin baskılarına rağmen düşüncelerini kaleme almaya çalıştı, gençlerle ilgilendi. İlmî ve fikrî birikimi, entelektüel kapasitesi ve müslüman kimliğini yansıtan yorumlarıyla kısa sürede dikkati çekti. İslâmî bakış açısıyla dile getirdiği düşünceleri, sadece Boşnaklar üzerinde değil eski Yugoslavya’daki farklı etnik gruplara mensup müslümanlar üzerinde de etkili oldu. Bu arada düşünce ve faaliyetleri sebebiyle yönetimin hedefi haline geldi. Özellikle 1970’te bir grup arkadaşıyla birlikte kaleme alıp yayımladığı “İslâm Deklarasyonu” başlıklı metin ülke içinde ve dışında büyük yankı uyandırdı. 1983’te “Saraybosna süreci” sırasında İzzetbegoviç tekrar tutuklandı. Yargılamanın ardından hapiste beraber bulunduğu arkadaşları, daha sonra başlatacağı siyasal bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin çekirdek kadrosunu oluşturdu. On dört yıl hapse mahkûm edilen Aliya İzzetbegoviç, Foça Hapishanesi’ne kondu. 1987’de pişmanlık duyup af dilemesi ve bir daha siyasî faaliyetlere dönmemeye söz vermesi halinde serbest bırakılacağına dair kendisine yapılan teklifi reddetti. 25 Kasım 1988’de serbest bırakıldı. Bu tahliyeye sebep olan siyasî gelişmeler İzzetbegoviç’i toplumsal sorumluluk almaya zorladı. Genç müslümanlar hareketinden arkadaşlarıyla birlikte Mart 1990’da kurduğu Demokratik Eylem Partisi’ni ülkede müslümanların etkin bulunduğu bölgelerde örgütlemeye çalıştı. 5 Aralık 1990’da yapılan seçimleri kazandı ve Bosna-Hersek cumhurbaşkanı oldu. 1 Mart 1992’de gerçekleşen referandumla Bosna-Hersek bağımsızlığını ilân etti. Ancak ülkesi Sırplar’ın saldırısına uğrayınca dirayetli ve temkinli bir siyaset izleyip silâhlı çatışmaları sona erdirmeye çalıştı. Bu mücadelesi, üç yıl devam eden kanlı savaşa 14 Aralık 1995’te son veren ve Bosna-Hersek’in bağımsız bir devlet olarak tanınmasını sağlayan Dayton Antlaşması’yla neticelendi. Savaş sırasında ve savaşın ardından uluslararası baskılara mâruz kalsa da Bosna-Hersek’in bağımsızlığı için çok güçlü diplomatik ve askerî çabalar sarfetti. 14 Eylül 1996’da Dayton sonrası yapılan ilk seçimde Boşnak, Hırvat ve Sırp temsilcilerinden oluşan üçlü Başkanlık Konseyi’ne seçildi ve başkanlığı üstlendi. 13-14 Eylül 1998 seçimine katılmayı istememekle birlikte Demokratik Eylem Partisi Ana Komitesi’nin kararı doğrultusunda tekrar aday oldu ve seçimden galip çıkarak Başkanlık Konseyi’nin yöneticiliğine devam etti. Ancak sağlığının görevini sürdürmesine imkân vermemesi üzerine 2000 yılı Haziran’ında görev süresi tamamlanmadan devlet başkanlığından çekildi ve 19 Ekim 2003’te vefat etti.
Eserleri: Islam Izmedu Istoka I Zapada (Sarajevo 1988, 1990, 1995, 1996), Islamska Deklaracıja (İslâm Deklarasyonu, İstanbul 2010), Problemi Islamskog Preporoda (İslâm Deklarasyonu ve İslâmî Yeniden Doğuşun Sorunları, İstanbul 2007), Moj Bjeg u Slobodu (Özgürlüğe Kaçışım: Zindandan Notlar, İstanbul 2005), Sjećanja: Autobiografski Zapis (Tarihe Tanıklığım, İstanbul 2003), Cudo Bosanskog Otpora: Odabrani Govori, Intervjui, Izjave 1993-1994 (Bosna Mucizesi: Konuşmalar, İstanbul 2003, 2004), Robovi Biti Necemo: Govori 1990-1995 (Köle Olmayacağız, İstanbul 2007), Dani Hladnog I Gorkog Mira: Govori 1996-2003 (Soğuk ve acı bir barışın günleri; Sarajevo 2005), Na Razmedu Svjetova: Izjave, Obracanja, Poruke, Pisma 1990-2003 (Dünyaların birleştiği yer; Sarajevo 2005).
Kaynak: TDV İslâm Ansiklopedisi