ANAYASANIN DİLİ SEMPOZYUMU SONUÇLARI...

ANAYASANIN DİLİ SEMPOZYUMU SONUÇLARI

27/04/2012

AK Parti İstanbul Milletvekili Ekrem Erdem, yeni anayasanın sade, anlaşılır, özlü ve toplumda genel kabul görmüş, yaşayan Türkçe ile yazılması gerektiğini belirterek, "Yeni anayasada, anayasaların özgürlüğünü sınırlayan ve anayasa maddelerini hapseden başlangıç bölümü olmamalıdır" dedi.

Milletvekili Erdem, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında 24 Nisan 2012 Salı günü gerçekleşen 'Anayasa'nın Dili Sempozyumu' özet ve sonuç bildirgesini açıkladı. Erdem, mevcut anayasanın, çok önemli sorunları ve açmazları olduğunu belirterek, ancak bilerek ya da bilmeyerek gözden kaçırılan çok önemli bir sorunu da Anayasa'nın dili olduğunu söyledi. Anayasa'nın dilinden kaynaklanan sıkıntıların, en az diğer sıkıntılar kadar önemli olduğuna vurgu yapan Erdem, "Mevcut Anayasa'yı, dil yönünden incelediğimizde, kötü bir anayasa olduğu ve birçok yanlışın bulunduğu görülmektedir. Anayasa'nın yazımında doğru ve akıcı bir Türkçe kullanılmamıştır. Anayasa'da, yazım yanlışlarına, anlatım bozukluklarına, kavram tutarsızlıklarına, gereksiz kelime ve uzun cümlelere rastlanmaktadır. Anayasa'nın metni, çok sayıda mantık hatalarıyla doludur. Otoriter bir zihniyetle yazıldığı için 'kesin saygı' ve 'karşılıklı içten sevgi' gibi emredici ifadeler kullanılmıştır" diye konuştu.

Anayasa'da, 'sade Türkçe-öz Türkçe' tartışmalarının oluşturduğu karmaşanın izlerinin de görüldüğüne işaret eden Erdem, "Türkçenin en güzel örneği Anayasa olması gerekirken, neredeyse Türkçe açısından, özürsüz tek maddesi bile yoktur desek abartmış olmayız" dedi.

Anayasa'daki bu problemlerin, anayasanın kolay anlaşılır olmasını engellediğini, hatta farklı yorumlara sebebiyet vererek zaman zaman yönetim krizlerine neden olduğunu vurgulayan Erdem, Anayasa'nın 3'üncü maddesinde 'Devletin resmi dili Türkçedir' denilmesine rağmen, dil sorunlarının daha Anayasa'nın başlangıç bölümünde başladığını söyledi. Anayasa'nın başlangıç bölümünün 26 satırdan oluşan tek bir cümle olduğunu belirten Erdem, anayasa'nın kendisi kadar maddelerinin de çok uzun yazıldığını söyledi.

 

DEVLETİN 5 ÇEŞİT İSMİ VAR

Anayasa metninde, devletin isimlendirilmesi amacıyla birbirinden farkı olarak 5 çeşit isim kullanıldığını ifade eden Erdem, "Bunlardan Türkiye Cumhuriyeti 11 defa, Türkiye Cumhuriyeti Devleti 1 defa, Türk Devleti 3 defa, Türkiye 3 defa, Türkiye Devleti 2 defa kullanılmıştır" dedi.

Anayasa'da bir 462 adet 've' bağlacı bulunduğunu ve bunların yaklaşık bin tanesinin gereksiz olduğunu kaydeden Ekrem Erdem, "Ve bağlaçları gereksiz olarak kullanılmasaydı, iki adet A4 ebadında metin anayasada bunmamış olacaktı" diye konuştu.

Erdem, anayasa'da yer alan milletvekili yemin metninin başlı başına bir sorun teşkil ettiğini belirterek, "Milletvekilleri çoğu zaman yeminini yaparken, yanlış yapmakta, birçok yerde tekrar etmek durumunda kalmaktadır. Bu yeminin güzel ve sade bir dille yazılmadığının açık delili durumundadır" dedi.

 

"YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI FIRSAT"

Yeni anayasa çalışmalarının, Türkçenin, toplumda layık olduğu değeri bulması için bir fırsat, bir başlangıç olabileceğini belirten Erdem, "Millet olarak, ilk defa sivil bir anayasa yapma fırsatı yakaladık. Bu fırsatı iyi değerlendirmeliyiz. Her açıdan mükemmel bir metnin ortaya çıkmasına yardımcı olmalıyız" dedi.

Erdem, sempozyumda üzerinde görüş birliği sağlanan maddeleri de şöyle sıraladı:

"- Yeni anayasa, sade, anlaşılır, özlü ve toplumda genel kabul görmüş yaşayan Türkçe ile kaleme alınmalıdır.

- Yeni anayasada, 'ama, ancak, lakin, fakat' gibi bağlaçlara mümkün olduğunca yer verilmemelidir.

- Yeni anayasada, farklı anlamlara gelecek kelimeler kullanılmamalı, gereksiz tekrarlara yer verilmemeli, mümkün olduğu kadar kısa bir metin olmalıdır.

Anayasa yazım komisyonunda, mutlaka dilciler ve edebiyatçılar da yer almalı ve yeni anayasa, bilim adamları ve edebiyatçılardan oluşan bir komisyonun denetiminden geçmelidir.

Yeni anayasada, anayasaların özgürlüğünü sınırlayan ve anayasa maddelerini hapseden başlangıç bölümü olmamalıdır.

Herkesin zihnindeki karşılı aynı olan kelime ve kavramların tercih edilmesi, otoritenin dayatması intibaını uyandırmayan bir dille ele alınması büyük önem arz etmektedir.

Yeni anayasanın lafzı ile ruhu arasında bir tutarlılık olması bilim adamları ve edebiyatçılar olarak arzumuzdur.

TBMM'de bir 'dil Komisyonu' kurulmalı, bütün kanun tasarı ve teklifleri komisyon denetiminden geçirilmelidir."

 

Erdem, Anayasa'da bir cümlenin ardından gelen 'ama, fakat' gibi kelimelerle başlayan ikinci bir cümlenin, kendisinden önceki cümleyi çürüttüğünü belirterek, bu yüzden bu kelimelerin yeni metinde az kullanılması gerektiğini söyledi. – ANKARA

 

Kaynak: 

https://www.sondakika.com/haber/haber-anayasanin-dili-sempozyumu-sonuclari-3572554/