AYASOFYA VUSLATIMIZ KUTLU OLSUN
17/07/2020Ayasofya’nın ibadete açılma kararı, devletimizin milletine bir saygı duruşudur. Millet iradesi, hissiyatı ve sesi hukuk adamlarının vicdanını adaletle buluşturmuş, İstanbul yeniden İstanbul olmuştur.
24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla müze olması kararlaştırılan Ayasofya Camii’nin 86 yıllık mahkûmiyeti son buldu. O tarihten bu yana milletimizin kadim değerleriyle kalemini yoğurmuş fikir erleri, Ayasofya Camii’nin kapalı oluşundan duydukları hicabı devamlı dile getirdiler. Necip Fazıl’dan Osman Yüksel Serdengeçti’ye, Sezai Karakoç’tan Cahit Zarifoğlu’na ve daha nice İslam davasına kendini adamış ne kadar mütefekkir ve münevver varsa bu ayrılığa bigâne kalmadı. Onlar sayesinde, nesiller Ayasofya’yı sahiplenmenin şuuruyla yetiştirler ve Ayasofya’yı bir cami olarak benimsediler. Kendi evinde Ayasofya secdesinden mahrum olmanın acısını diri tuttular.
Ve nihayet Ayasofya aslî hüviyetine yeniden kavuştu. İstanbul’u Batı’nın İslam kapısı eden Ayasofya, bugün milletimiz adına 21. yüzyılın en görkemli müjdesine dönüştü. Sılamızdaki gurbetliğimiz sona erdi. Bu vuslat aynı zamanda İstanbul’un fetih müjdesinin hikmetiyle asırlar boyunca İstanbul özleminin mirasçısı olan Fatih’i ve fethin askerlerine kutlu bir selamlamadır. Üstat Sezai Karakoç’un dediği gibi; “Ayasofya’yı açmak, çağın kördüğümünü, İskender’in kılıcı gibi biçmek olacaktır.”