Dil ve Edebiyat (20. Sayı)
Dergi Ücretsizdir
Sevgili Dostlarımız,
Hamr-ı rûy-ı yâr ile sekrân olan anlar bizi
Katresin bahr eyleyüp umman olan anlar bizi
Cahil anlamaz zev’il–irfân olan anlar bizi
Vâkıf-ı esrâr olup hayrân olan anlar bizi
Anlamaz hayvan olan, hayran olan anlar bizi
Halkın artık eksiğini gördüğümüz yoktur bizim
Kimseye tan etmeğe hiç dilimiz yoktur bizim
Lâ-mekândan gelmişiz biz ilimiz yoktur bizim
Bu fena gül-zâra asla meylimiz yoktur bizim
Her seher bülbül gibi nalân olan anlar bizi.
Niyazi Mısrî
Bilgisayarın hayatımızın tam ortasında olduğu bir zamandayız. İnsanoğlunun
beyni, bırakın geçmişi, kendi gördüğü, yaşadığı, düşündüğü, bilfiil
kendinin gerçekleştirdiği olayları dahi kaydetmeye, saklamaya korumaya
kifayet etmez. Medeniyet, geçmişte var olanları bilip onun üstüne yenilerini
bina etmekle gelişir. Geçmişten gelen birikim, insan hayatının ana kaynağıdır.
Yazının bulunmadığı ilkel devirlerde bile, duvarlara taşlara kazınan resim ve işaretleri,
o dönem insanının bilmeden de olsa gelecek nesillere bıraktığı bir mesaj, bir
kitap, bir birikim olarak görmeliyiz. Günümüz insanı; geçmişi araştırıp inceleyerek
-zaman zaman da daha eskilere ulaştığında- elde ettiği verilerle yaşanandan yaşanacak
olana, gelişmiş bir bilgi birikimini aktarmaktadır. Yazılı kaynaklar, bugün
teknolojiye ayak uydurarak sürat çağına girse de, insanı ruhen geliştirecek eserler,
kitaplardan okunarak öğrenilmelidir.
İnsan ruhunu ve zihnini geliştirmenin yolu kitap okumaktır, hem de çok okumaktır.
Bizler, geçmişten gelen birikimleri, yeni nesillere aktarmak gibi bir sorumluluk içindeyiz.
Aktarılmayan her bilgi, her düşünce yeni nesillere karşı yapılan suçtur. İngiliz şair
William Davenant’ın şu sözü manidardır “Kitaplar, kaybolmuş kafaların anıtlarıdır.”
Okunası kitaplara yüz çevrilen günümüzde, ne yazık ki bir kitap baskısı, ortalama iki bin
civarındadır. “Bizlere görmediklerimizi gösterip duymadıklarımızı duyurduğu, bizden
önce gelmiş geçmiş milyonların -dönmemize imkân olmayan- dünyalarına götürdüğü
için, kitabı, çağlar arasında bir köprü, her derde deva ve faniliğe meydan okuyan bir
ölümsüz sayıyorum.”
Bir süredir genel yayın yönetmenimiz Recep Garip’in kitap okumayı teşvik için yazdığı
yazıları ve yaptığı konuşmaları desteklemek maksadıyla kitap okumayı sevdirmek,
alıştırmak, tahlilini yapabilmek için, öncelikle okurlarımızı göreve davet ediyorum. Kitap
okuma alışkanlıkları dergi okuyarak, okutarak başlatılabilir.
Mevlana der ki; Sağ el ne diye kendi solunu hor görür?/ Her ikisi de senin elin
değil mi ki?
Türk diline sevdalı tüm dostlarımızı, gülen yüzümüz güzel Türkçemizle buradan
selamlıyorum.
Mehmet Kamil Berse
Editör