Dergi Detay

Dergi Resmi

Dil ve Edebiyat (97. Sayı)

Editörden
Hüseyin ALTUNTAŞ

 

Değerli Okuyucularımız! 

Dergimizin ilk sayısını yayımladığımız 1
Ocak 2009’den bu yana tam sekiz yıl geçti.
Bu ay elinize aldığınız 97’inci sayımızla, ilkinkilerden
çok daha iyi ve kaliteli bir düzeye
eriştiğimiz kanaatindeyiz. Bu noktaya gelebilmek için
gerek TDED Yönetimi gerekse dergi kadromuz elinden
gelen bütün gayreti gösterdi. Ancak şunu ifade etmem
gerekir ki, sizler de satın alarak, okuyarak, tavsiye ederek,
şiir ve yazılarınızı göndererek aslında bizimle aynı
oranda gayret gösterdiniz. Yayına başlamamızın sekizinci
yıldönümünde bu gayret ve destekleriniz için hepinize
gönül dolusu teşekkürler… Tevazua aykırı düşmezse,
geride bıraktığımız 97 sayımızla birlikte ülkemizin
dil, edebiyat ve kültür birikimine oldukça değerli katkılar
yaptığımız inancındayız.
Bilim, sanat, estetik ve edebiyat alanlarında üretilen
tüm değerler, insanlığın kullanımına sunulmak üzere evrensel
bir havuzda toplanırlar. Bilinmesi gereken, bu değerlerin
onları üreten toplumların kültür özelliklerini de
bu havuza taşıyor olduğudur. Uzun ince bir yolda ilerleyen
kültür, sanat, dil ve edebiyatımız, inişli yokuşlu yollardan
geçerek, sözü edilen evrensel havuza bu sekiz yılda
yeni ürünler, yeni teknikler, yeni tarz ve üsluplar taşıdılar.
Okuyucularımıza sunduğumuz her sayıda, çağı,
eşyayı, olayları sanatın evrensel diliyle anlatırken bin
küsur yıllık kültür birikimimizin tadı, rengi ve rayihası
mesabesindeki güzel Türkçemizi de en köklü, en kuşatıcı,
en lirik ve en zengin anlamlı sözcüklerle kullanma
bilincini kazandırmaya çalıştık. Bu bilinçle Türkçemizi
sevdirecek şiirler, makaleler, hikâyeler, gezi yazıları, denemeler
yayımladık. Dil, öncelikle bir iletişim aracıdır;
ancak tarihsel birikimimizi muhafaza etme ve gelecek
kuşaklara aktarma işlevi de en az onun kadar önemlidir.
Milletlerin tarihlerini ve kültür birikimlerini gelecek
nesillere sadece tarih kitapları değil, resimler, müzeler,
müzik eserleri, ama en çok da edebiyat eserleri aktarır.
Çanakkale Harbini Akif’in Çanakkale Şehitleri şiirinden
daha güzel anlatan bir tarih kitabı var mıdır?
Tabii, edebiyatın yapı malzemesi, her biri inci değerindeki
kelimeler, deyim, terim ve kavramlardır. Tarihten
günümüze intikal etmiş kelimelerimizi arkeolojik eserler
kadar itina ile korumalıyız. Kelimeleri korumak, onları bir
çini vazo veya kufi hatlı bir levha gibi müzelerde sergilemekle
değil, yazdığımız kitaplarda, şiirlerde, hitabe ve
makalelerde sürekli kullanmakla olur. Bu ameliye, bir dilin
iyi işlenmiş olduğunu gösterir. Çünkü iyi işlenmemiş,
zayıf ve eksik kavramlı bir dille ne yüksek nitelikli zihin
işçiliği üretilebilir ne de kaliteli edebî eserler yazılabilir.
Değerli Okuyucularımız!
Dergimizin maddi ve manevi en büyük destekçisi
olan Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği, Genel Başkanından
Yönetim Kurulu Üyelerine, bütün personeliyle dergimizin
daha çok edebiyatseverin eline geçmesi için büyük gayret
gösteriyor. Yayımladığımız şiir, hikâye ve diğer türlerdeki
edebi yazıların Türkiye’nin kültür, sanat ve edebiyat
envanterine geçmesi için dergimizin daha da gelişmesi,
büyümesi ve içerikçe zenginleşmesi en önemli hedefimizdir.
Bu bağlamda, ileride, yayımlanmış dergilerimizin
konu başlıklarını ve bazı yazılardan kısa alıntıları içerecek
bir ek çıkarmanın yararlı olacağını düşünüyoruz. Gelecekte
dil ve edebiyat üzerine araştırma yapacak olanlar dergimizin
yazı arşivine kolayca ulaşabilmeli ki, dergimiz bu
alandaki önemli işlevini de hakkıyla ifa edebilmiş olsun.
Sizden talebimiz, abone sayımızın artırılmasına
destek vererek dergimizin daha çok sayıda edebiyatsevere
ulaşmasına katkı sağlamanızdır.
Değerli Okuyucularımız!
Bu ay da sizlere güzel bir dergi sunmaya çalıştık.
Üzeyir İlbak “Çanakkale Geçilemedi: Mercidabık ve Kût’ül
Amâre Hâlâ Şehit Yurdu” başlıklı makalesinde, Ortadoğu’daki
dinî, sosyal ve siyasi huzursuzlukların nedenlerini
irdeliyor. Zafer Acar’ın “Yaklaşık iki yüzyıldır acı çeken bu
büyük milletin şairi olmak öyle kolay değildir. Şairinden
yazarına, siyasetçisinden düşünürüne, herkes bu milletin
sözcüsü olmayı hak edip etmediğini kendisine sormalı!”
dediği makalesi, “Hipergerçekçilik Bağlamında Savaş ve
Darbeler” başlığını taşıyor. “Şiirin Kanat Sesleri” başlıklı
denemesinde Hayrettin Durmuş, eski Arap şiiri hakkında
ilginç bilgiler veriyor. Hasan Suver ise “Medeniyet” başlıklı
makalesinde aklı ve bilimi merkez alan Batı’nın seküler
bir anlayışla oluşturduğu modern yaşam biçiminin
insani ölçekleri aştığını, insanın mekânla, insanın insanla
bütünleşmesini engellediğini ifade ediyor.
Şiir, hikâye, deneme ve makale olmak üzere kaliteli
başka yazılarımız da var.
Daha güzel bir dergide buluşmak dileğiyle…