Dergi Detay

Dergi Resmi

Olağan Hikaye (12. Sayı)

Yeniden Yazmak: Yaratıcı Yıkım mı Yapıcı Yaratım mı?

Bu sayımızda da yine zülfüyâre dokunmaya çalıştık.
Edebiyat deyince elbette insani olarak bir kardeşlik ama edebî
olarak da kıyasıya, kıran kırana bir yarışın olması gerekiyor.
Bu sadece edebiyat değil hayatın her şubesi için geçerlidir.
Rekabetin olmadığı yerlerde ilerlemeden de büyümeden
de bahsedilemez. Hatta daha ötesini söyleyeyim “kızmak, öfkelenmek,
kavga etmek var ama küsmek yok.” İşte, Batı tarzı
samimiyetsiz politik kibarlık yerine bizim toplumuza has
asabiye samimiyetinin formulü bu olsa gerektir. Bu politik
kibarlık yerine edebiyatta asabiye samimiyeti gelişirse ancak
eleştiri kültürü yerleşir. Çünkü böylesi bir durumda kimse
eleştirinin ardında başka gerekçeler arama yoluna gitmez ve
bazı çekincelerle gördüğünü söylemekten geri durmaz. Biz
de dergimizde bunu başarmaya çalışıyoruz, gördüğümüzü
yazmaktan geri durmuyoruz. Bu da hâliyle bizi diğerlerinden
farklı kılıyor. Dergi olarak has edebiyatın peşindeyiz ve
bunu samimi bir gayretle sürdürmek niyetindeyiz. Politik
Batı tarzı hesabi kibarlık yerine bize has samimiyeti tercih
ediyoruz.
Bu sayımızda dosya konumuz ve diğer yazılarımızla
daha önceki sayılarda olduğu gibi bir daha niyetimizi tazeledik.
Her sayımız bir durum alış, her sayımız bir niyet tazeleme.
Bu gayeyle dosyamızda Yeniden Yazma konusuna
eğildik. Yeniden Yazmanın bir yaratıcı yıkım mı yoksa yapıcı
yaratım mı olduğunu masaya yatırdık. Bunun dışında Okumalar
Okuması, Dört Köşe bölümü ve hikâyelerimizle yine
dolu dolu bir sayı hazırladığımızı düşünüyoruz.
Ve son söz. Rasim Özdenören’i kaybettik. Kendisine
Allah’tan rahmet, sevenlerine başsağlığı diliyoruz. Özdenören
bizim için ne ifade ediyordu? Her şeyden önce kurucu
bir isimdi. Bu sebeple dergimizin açılış yazısını onun kurucu
vasfını anlatmak için ayırdık.
Keyifli okumalar dileriz...