Dergi Detay

Dergi Resmi

Olağan Şiir (14. Sayı)

Salgın, etkisini tamamen yitirmemiş olsa da bazı detaylar dışında normal
hayatımıza döndüğümüzü söyleyebiliriz. Yine eskisi gibi sokak, ekmek
kavgası veren kalabalıklarla; ekransa ülke ve dünya siyaseti üzerine
ahkâm kesen birçoğu yetersiz kimselerle doldu. Ayasofya meselesine
Avrupa’dan bakanların, yerli ve millilikten dem vuran konuşmalarında
güzelim “salgın” kelimesi yerine “pandemi”yi kullananların işgal ettiği
bu vasat-altını açıkça reddediyoruz. Hayalimizde merkezine ülkesinin
menfaatlerini almış, kültürünü benimsemiş, gürültü patırtı koparmaya
tenezzül etmeden kendi küçük tezgâhında kıymetli işler yapmaya
odaklanmış insanların yön verdiği bir Türkiye var. Olağan Şiir’de tam da
bu doğrultuda işler çıkarmanın mücadelesini veriyoruz.
Burada şiir dergiciliği yapıyoruz; ama karman çorman bir kafayla yirmi beşotuz
tane şiiri gelişigüzel sıralayıp işin içinden çıkmak bize kolaycı bir
tutummuş gibi geliyor. Bu yüzden şairlerimizin niteliğini tartışmaya
açan, şiirimizdeki yerlerini tespit etmeye çalışan, belli temeller üzerinde
özgürce konuşan eleştiriler yayımlamaya büyük önem veriyoruz; bu bizi
sadece şiir dergilerinden değil genel olarak diğer edebiyat dergilerinden
de ayırıyor. Genç kuşak şairler hakkındaki dosyalarımız ve sonrasında
yaptığımız “Şiir ve İdeoloji” ve “Şiir ve İktidar” soruşturmalarımız kişilerle
kavramları yerli yerine oturtma gayretimizin ürünleriydi. Eleştirideki bu
gayretimizin şiir sayfalarımıza da canlılık verdiğini gördük. Bu sayımızda
ise şiir eleştirisine verdiğimiz değerin göstergesi niteliğinde “Şiir
Eleştirisinin Durumu” başlıklı bir soruşturma yaptık. Farklı kuşaklardan
şairlerimizin katıldığı bu soruşturmada şiir eleştirimizin son dönemdeki
seyrine dair kayda değer veriler yer alıyor.
Eleştiri, bir ciddiyet meselesidir; yazardan soğukkanlı bir şekilde etraflıca
düşünebilme becerisi ister. Şiire ilişkin bir kavram ya da problem
etrafında dişe dokunur bir metin üretmenin zor olduğunu biliyoruz;
ama genç şairlerimiz enerjilerini sosyal medya ya da başka gelip geçici
işler yerine eleştiriye yöneltirlerse ortaya nelerin çıkabileceğini de
biliyoruz. Tembelliğe ve zayıf ürünlere karşıyız; bu ikisi arasında derin
bir akrabalık seziyoruz.
Gelecek sayımızdan itibaren 2000 Kuşağı şairleri hakkında dosyalar yapmaya
başlayacağız, yine arşivlik işler çıkarma derdindeyiz.
Daha güzel günlerde görüşmek dileğiyle.

Aykut Nasip Kelebek