Faaliyet Detay

‘AVRUPA’DA TÜRKÇE ÇALIŞTAYI’ YAPILDI

Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği (TDED), “Avrupa’da Türkçe Çalıştayı” düzenledi. Dünyanın dört bir tarafındaki Türkçe sevdalılarının katıldığı çalıştayda, gelecek projeler için verimli bir fikir alışverişi gerçekleşti. 

Oturum Başkanlığını TDED Genel Başkanı Ekrem Erdem’in gerçekleştirdiği “Avrupa’da Türkçe Çalıştayı”na Türkiye’den TDED Yüksek İstişare Kurulu Üyesi, İstanbul Aydın Üniversitesi Sosyoloji Kürsü Başkanı Prof.Dr. Hacı Duran, Türk Alman Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Cemal Yıldız, Gagavuz Türkleri Derneği Başkanı Necdet Ertuğrul, araştırmacı yazar Şefik Kantar, Sakarya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof.Dr. Musa Taşdelen, araştırmacı yazar Mahmut Aşkar, akademik Yazar, Galatasaray Üniversitesi Öğretim Görevlisi, Onsek Bunke Grubu CEO’su Ali Şir Attilâ, araştırmacı yazar Davut Nuriler, TDED Genel Başkan Vekili, Dil ve Edebiyat Genel Yayın Yönetmeni Üzeyir İlbak, TDED Basım ve Yayından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İrfan Çalışan, TDED Denetim Kurulu Üyesi, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Fatih Tuna, TDED Yönetim Kurulu Üyesi Ali Karaca, TDED Gençlik Kolları Başkanı Ahmet Nasuhi Bayrakçı, TDED Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Faysal Atmaca, TDED Proje Ekibi Başkanı Emine Bayburt konuşmacı olarak katılırken, ABD’den Avukat, şair yazar, İyilik Üretenler Derneği Başkanı Ahmet Yavuz Uşaklıoğlu, Gagavuzya’dan Gagavuzya Bilim Araştırma Merkezi Müdürü İrina Konstantinova, Almanya’dan gazeteci araştırmacı yazar Dr. Latif Çelik, Uluslararası Demokratlar Birliği (UID) Genel Merkez Ar-Ge ve Eğitim Başkanı Mehmet Akkoç, gazeteci yazar Ali Kılıçarslan, Hollanda’dan Hollanda Türk Evi Araştırmalar Merkezi Başkanı Veyis Güngör toplantıya çevrim içi bağlanarak birer konuşma yaptı. 

TDED Genel Başkan Yardımcısı Osman Kaymak ile TDED Yönetim Kurulu’ndan Aytaç Ören, Köksal Sarıca, Elif Tokkal’ın da katıldığı çalıştayın düzenleme kurulunda TDED Genel Başkan Yardımcıları Faysal Atmaca, Seyfullah Şahbaz ile TDED Genel Sekreteri Cemal Özdemir, Genel Müdürü Kamil Çakır, TDED Basın, Yayın ve İletişim Sorumlusu Elif Sönmezışık Aydın, TDED Proje Ekibi Başkanı Emine Bayburt, TDED YK Üyesi Eyüp Taşkıran yer aldı. 

 

KUŞATICI VE NİTELİKLİ TÜRKÇE EĞİTİM 

Genel Başkan Ekrem Erdem, çalıştay açılışında yaptığı konuşmada Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği’nin Türkçeyi korumak ve gelecek nesillere doğru aktarmak amacına hizmet ettiğini kaydederek, çalıştayın Avrupa’da Türkçe eğitim ve öğretimde karşılaşılan sorunların ve Türkçe yayınların ne durumda olduğu üzerine uzun soluklu yürütülecek çalışmaların ilk adımı olduğunu belirtti. “Dil kimliğimizin ta kendisidir. Dolayısıyla farklı anadilleri konuşan coğrafyalarda Türkçesini geliştirme ihtiyacı duyanlara ve Türkçeden mahrum kalanlara eğitim desteği verilmesi, Türkçenin bir ses ve söz bayrağı olarak dalgalanması büyük önem arz ediyor.”  diyen Erdem, bu alanda emek veren herkesle çalışmaya hazır olduklarını ifade etti.

 

DÜNYADA TÜRKÇENİN DURUMU

Katılımcıların birbiriyle irtibatlanmasını ve proje tasarılarını gündeme getiren “Avrupa’da Türkçe Çalıştayı” Avrupa’yı aşan ve dünyada Türkçenin seyrini ele alan bir verimlilik ortaya koydu. Prof.Dr. Hacı Duran, çalıştayla Avrupa’da Türkçenin seyrinin gözlemlenmesi adına bir başlangıç olmasının ve yol haritası belirlemenin amaçlandığını kaydetti. 

Prof.Dr. Cemal Yıldız, hukuki, bürokratik, devletlerarası hukuk açısından meselenin birçok boyutu olduğunu kaydederek, Almanya’da Türkçe eğitimin sağlıklı sürdürülebilmesi için Türkiye Cumhuriyeti’nin çalışmaları hakkında bilgi vererek, “Türkçe eğitim söz konusu olduğunda eğitimci ihtiyacı öne çıkıyor. Sivil toplum kuruluşlarının talep etmesi hâlinde Türkçe eğitimle ilgili altyapı ve ortamın oluşturulması mümkün. 1970’li yıllardan bu yana Türkiye tarafından Almanya’ya öğretmen gönderiliyor. Müfredat ve kitaplar mevcut. Dolayısıyla bir altyapı var. Sivil Toplum Kuruluşları üzerinden yaygınlaştırılması ve Türkçe öğretilme sorununun dile getirilmesi önemli.” dedi. 

Çalıştaya ABD’den bağlanan Ahmet Yavuz Uşaklıoğlu, ABD Kaliforniya’da Türklerin varlık gösteremediğini belirterek, “Burada büyüyen Türk çocuklarının ebeveynlerinden biri Türk değilse maalesef Türkçeyle bağı olmuyor ve dilini öğrenemiyor. Önceliğimiz klasik Türkçe eserleri İngilizceye tercüme etmek olmalı. Dilinizin zenginliğini taşıyamıyorsanız dile vâkıf olmak mümkün değil. O yüzden ABD’de Türkçe eserleri çoğaltmaya ihtiyacımız var.“ dedi.

 

GAGAVUZ TÜRKÇESİ YOK OLABİLİR

Necdet Ertuğrul, Gagavuz Türkçesinin yol olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ifade ederek “Türkiye’nin orada çok önemli destekleri var.” dedi.

Çalıştaya Gagavuzya’dan bağlanan İrina Konstantinova, Gagavuzya’da Türkçenin varlığı hakkında bilgilendirmede bulunarak, “Türkiye Cumhuriyeti’nden bilimsel olarak destek alarak Gagavuzluğu yaşatmak ve geleceğe taşımamız çok önemli, bu desteği bekliyoruz. Türkiye dışında bize sahip çıkacak başka ülke yok.” dedi.

Almanya tecrübelerini aktaran Şefik Kantar, Avrupa’da Türkçe günümüzü en önemli meselelerinden olduğunu dile getirerek, “Avrupa’da Türklere Türkçeyi öğretmek, Türkiye’yi, dinlerini ve kültürlerini zihinlerinde yaşatmaları anlamına geliyor. Bu eğitimler özellikle sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla mümkün oluyor. Çocuklarımızı tatil günlerine tahsis edeceğimiz yoğun eğitimle buluşturursak köprüleri kurmuş oluruz.” dedi. 

Prof.Dr. Musa Taşdelen, Türkçeyi öğretmek ve yeni nesillere kazandırmak açısından şartları nasıl daha elverişli hâle getirebiliriz sorusunu sormamız gerektiğini vurgulayarak, “Bunun üstesinden gelmenin tek yolu dil konusunda hedef birliğini sağlamaktır. Bu konuda teşvik edilmeye ihtiyacımız var.” dedi. 

Çalıştaya Almanya’dan bağlanan ve meseleye dil ile kültür ve kimlik inşası açısından yaklaşan Dr. Latif Çelik, “Türkçe konuşursanız size Türk derler. Türkçeyi güzel konuşuyorsanız kültürünüzü inşa edebilirsiniz. Türkçe konuşulan her yerde Türk kültürünün yaşadığını gözlemleyebilirsiniz. Özellikle Balkanlarda durum böyledir.” dedi.

 “Avrupa’daki Türklerin en önemli sorunu kimlik sorunudur. Kimlik de ancak dil ile inşa edilebilir.” diyen Mahmut Aşkar, Almanya’daki okullara bir dönem Türkçe konuşma yasağı getirildiğini hatırlatarak bu durumun oradaki nesilleri son derece olumsuz etkilediğini kaydetti. 

 

TÜRKÇE DERSLERİ ENTEGRASYONA KARŞI BİR TEHDİT 

Çalıştaya Almanya’dan bağlanan Mehmet Akkoç, anadilde eğitim dilin korunması, desteklenmesi ve kültürel mirasın gelecek nesillere aktarılması noktasında çalışmaları olduğunu kaydeden Mehmet Akkoç, bunu ara vermeden sürdüreceklerini belirtti. 

Ali Şir Attilâ, dijital ortamdaki gelişmelerin Türkçenin nesillere aktarımını zorlaştırdığına dikkat çekerek, “Bu alana kelime zenginliği kazandırmak çok önemli. Yeni teknolojilerin Türkçeye biran evvel işlenmesi gerekiyor. Bu karmaşada Türkçenin yok olup gitmesinin önüne geçmemiz gerekiyor.” dedi.

Çalıştaya Hollanda’dan bağlanan Veyis Güngör, Hollanda’da Türkçe derslerinin entegrasyona zarar verdiği gerekçesiyle kaldırıldığına dikkat çekerek, “Zaten Türkçe dersi veren kadroların yetersizliği ve fikir ayrılığı ülkedeki Türk toplumunda ayrışmalarına yol açtı. Ülkede Türkçe eğitimin sağlanması için çok sayıda proje ürettik.” dedi.

Çalıştaya Almanya’dan bağlanan Ali Kılıçarslan, “Türkçemiz geçmişimiz, şimdimiz ve geleceğimizdir. Avrupa’daki Türklerin geleceği de Türkçeyle ilişkisine bağlıdır. Türkçenin aşamalarını çok iyi anlamalıyız. Türkçe Almanya’da konuşulan ikinci dildir ve çıkış noktamız bu olmalıdır. Sorun sadece azınlık çoğunluk meselesi değil, Türkçenin konumu doğru anlaşılmalı.” dedi.

 

KLASİK ESERLERİMİZ TÜRKÇE DERSLERİNE EŞLİK ETMELİ

Davut Nuriler, İsmail Gaspıralı’nın Türkçeyi yaşatma gayretlerinden örnekler vererek, “Bizi bir araya getiren en önemli konu Türkçe sevdası. Bunun en canlı yaşandığı yer Balkanlardır. Osmanlı gittiğinden beri Osmanlı mirasına büyük düşmanlık yapılmış ve bunun neticesinde Türkçe en az konuşulan dil konumuna indirgenmiştir. Yahya Kemal’i yetiştiren Üsküp’te artık tek bir camide Türkçe hutbe okunuyor. Nasıl kaybettik, sorusunu dikkatlerinize arz etmek istiyorum.” dedi.

Üzeyir İlbak, Avrupa’daki gurbetçilerimizin en önemli sorununun kültürel kopuş olduğunu dile getirerek, “Kültür köprülerimizin Avrupa’daki nesillerimizle buluşturulması önemli bir adım olur. Çin’den Adriyatik’e ortak kültür ve ortak dil ile kurduğumuz medeniyetin hatırlatılması adına çalışmalar yapılması gerekiyor.” dedi.

Türk dünyasının ortak alfabe ihtiyacını dile getiren İrfan Çalışan, “Dil birliğiyle kültürel bağları yeniden kurmalıyız.” dedi.  

Entegrasyona engel olduğu gerekçesiyle Türkçe derslerini kaldıran Avrupa ülkelerinin durumunu değerlendiren Dr. Fatih Tuna, “Avrupa’da yaşayan 30 milyonu aşkın Müslüman nüfus ile Türklerin bağı çok güçlü olduğundan bu önemli bir veri olarak karşımıza çıkıyor.” dedi.

Ahmet Nasuhi Bayrakçı, “Avrupa’da yaşayıp dilinden ve kültüründen etkilenmemek mümkün değil. Az da olsa bazı aileler bu etkiye kapılmamaya özen gösteriyor. Bu aileler Türkiye’den kopmadıkları ve kültürel ilişkilerini sürdürebildikleri için dillerini ve kültürlerini koruyorlar.” dedi.

Emine Bayburt, TDED’in Avrupa Birliği projeleri kapsamında yürütmekte olduğu ACTIVE-DIGITAL (Dijital Okuryazarlık) ve hazırlığı devam eden “Dilimiz Kimliğimiz” projeleri hakkında birer sunum gerçekleştirdi.