Faaliyet Detay

CİHAN AKTAŞ: DİZİLER-MUHAFAZAKÂRLIK-ALGILAR

Türk Dili ve Edebiyat Derneği (TDED) tarafından "Diziler-Muhafazakârlık-Algılar" başlıklı söyleşi düzenlendi.

Gazeteci yazar Cihan Aktaş'ın konuşmacı olduğu ve TDED YK Üyesi, Kardelen Çocuk Genel Yayın Yönetmeni Elif Tokkal'ın yönettiği program, derneğin Eyüpsultan'daki genel merkezinde gerçekleştirildi.

Dizilerin, bir yanıyla futbola benzediğini ve daha çok keyifli vakit geçirme amacıyla yapıldığını belirten Aktaş, "Diziler, futboldan daha problemlidir. 'Fakat bu problemdir' deyip geçemeyiz. Çünkü her şey birbiri ile ilgili. Kentlerde yaşayan geniş nüfus için teneffüs alanı yok. Yaşlılar için alanlar yok. Engelliler için hayat çok zor. Televizyon bir şekilde bu anlamda oyalanma fırsatı veriyor ve insanlar dizilerle avunuyorlar. Bu avuntuya ihtiyaç duyacak durumdalar." dedi.

Aktaş, muhafazakâr kesimin neden dizilerde yer almadığı ya da konusu edilmediği konusunun her dönemde sorulduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:

"Her şeyden önce sinema ve dizi sektörü seyirciyle ayaktadır. Seyircinin duyarlılıklarını dikkate almadan bir film ve dizi yapmazlar. Film endüstrisi böyledir. Bizler sinema yapamadığımız için hep edilgen bir şekilde dizilerde yer bulduk ya da bulamadık. Hep beyaz yemenili nineler, gizemli, kutsal bir anlam yüklenen dedeler vardı. Mütedeyyinler edilgendi ya da mutfak kadınlarıydı. Kapıcılardı, aşçılardı, bunlar örtülü kadınlardı. Yani örtü kamusal alanda sadece hizmetlilerin başında vardı."

Konuşmasında "Kızılcık Şerbeti" ve "Kızıl Goncalar" dizilerinden de örnekler veren Aktaş, mafya dizilerini çok sağlıksız bulduğunu ve insanların yapıcı dayanışmasını çeteleşmeye dönüştürdüğünü söyledi.

Cihan Aktaş, "Kızılcık Şerbeti"nde Nursema karakterinden kendinde bir şeyler bulduğunu dile getirerek, "Nursema çok güçlü bir kadın. Ama onu kapalı yapılardaki kadın imgeleriyle şekillendirmişler. Biraz çekingen, sıkılgan duruyor." diye konuştu.