NEVÎZÂDE ATÂÎ
03/10/2023Gelenler bizden evvel bunda bulmuş âlemi, biz de,
Geda-yı kûy-ı aşkız âlemin sultanıyuz cânâ
(Bizden evvel gelenler âlemi, mutluluğu bunda bulmuş, biz de
Ey can, aşk köyünün dilencisi âlemin sultanıyız)
17. yüzyılın önde gelen mesnevî şairlerden Nevîzâde Atâî’yi, vefatının sene-i devriyesinde rahmet ve saygıyla anıyoruz.
NEVÎZÂDE ATÂÎ (1583-1635)
İstanbul’da doğdu. Sultan III. Mehmed devri kazaskerlerinden tanınmış şair ve âlim Nev‘î Yahyâ Efendi’nin oğludur. Önce babasından, daha sonra Kafzâde Feyzullah Efendi’den ders aldı. 1601 yılında Ahîzâde Abdülhalim Efendi’den mülâzım olarak tahsilini tamamladı. İstanbul Kadısı Zekeriyyâzâde Yahyâ Efendi’nin yardımıyla 1605’te Canbaziye Medresesi müderrisliğine tayin edildi. 1608’de müderrisliği bırakarak kadılığa başvurdu ve Lofça kadılığına gönderildi. Bir süre sonra kadılıktan alındı. 1610’da Babaeski kadısı, ardından Varna, Rusçuk ve 1618’de Silistre kadısı oldu. 1620 yılında Tekirdağ, arkasından da Hezargrad kadılıklarına tayin edildi. Buradan azledilince bir süre Tırnova ve Sahra kadılıklarının gelirleri kendisine verildi. 1624’te Tırhala kadılığına gönderildi. Manastır ve yeniden Tırhala kadılıkları yaptıktan sonra 1632’de Üsküp kadısı oldu. Üç yıl sonra azledilerek İstanbul’a döndü ve çok geçmeden yeni bir tayin beklerken vefat etti (1635). Mezarı Şeyh Vefâ Tekkesi hazîresinde babasının yanındadır. Atâî, mâzul bulunduğu kısa süreler dışında ömrünü İstanbul’dan uzakta, Balkanlar’daki çeşitli kadılıklarda geçirmiştir. Kaynaklardan anlaşıldığına göre güzel konuşan, nükteli ve alaycı bir insandır. Dedesi ve babası gibi o da tasavvufa yönelmiş ve Celvetiyye’nin kurucusu Aziz Mahmud Hüdâyî’nin müridlerinden olmuştur. Bursalı Mehmed Tâhir’in bildirdiğine göre Aziz Mahmud Hüdâyî Türbesi’nin kapısı üstündeki Arapça tarih kitâbesi onundur.
Eserleri: Divan, Hamse (Atâî’nin hamsesini oluşturan beş mesnevi: I. Âlemnümâ (Sâkīnâme), II. Nefhatü’l-ezhâr, III. Sohbetü’l-ebkâr, IV. Heft Hân, V. Hilyetü’l-efkâr), Hadâiku’l-hakāik fî tekmileti’ş-Şekāik, Hezliyyât, yarım kalmış bir Siyer-i Veysî, sekiz mektuptan oluşan bir Münşeât, Kudûrî, Kādîhan, Dürer gibi birçok fıkıh kitabında yer alan bazı görüşleri müellif ve kitap ismi vererek tenkit etmek üzere hazırlanmış el-Ḳavlü’l-ḥasen fî cevâbi’l-ḳavli li-men adlı Arapça küçük bir fıkıh kitabı.
Kaynak:TDV İslâm Ansiklopedisi