PROF.DR. MEHMET KAPLAN
08/03/2024“Hakikat ile hiçbir alakası bulunmayan inkılap denemelerinin başarısızlığı bizi uyandırmalı idi. Sosyoloji ve filoloji kanunlarına aykırı "öz Türkçe" idealinin ne kadar gülünç bir netice verdiğini görmüyor muyuz?”
Edebiyat tarihçisi, tenkitçi ve yazar Prof.Dr. Mehmet Kaplan’ı vefatının sene-i devriyesinde rahmet ve saygıyla anıyoruz.
PROF.DR. MEHMET KAPLAN (1915-1986)
Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinde doğdu. İlkokulu Sivrihisar’da, orta ve lise öğrenimini Eskişehir’de tamamladı. Yüksek Muallim Mektebi ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Şubesi’nden mezun olduğu yıl, M. Fuad Köprülü tarafından asistan adayı olarak Türkiyat Enstitüsü’ne alındı (1939). Ancak Köprülü’nün siyasete atılarak üniversiteden ayrılması üzerine XIX. Asır Türk Edebiyatı Kürsüsü’nün başına getirilen Ahmet Hamdi Tanpınar’ın asistanı oldu. 1942’de doktorasını verdi. 1944’te doçentliğe, 1953’te profesörlüğe yükseldi. 1958 yılında öğretime başlayan Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde Edebiyat Fakültesi dekanı olarak görev yaptı, bu arada Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü kurdu. Türk halk edebiyatı sahasında ilk çalışmaları burada başlatarak asistanlarıyla beraber derlemelerde bulundu. 1960’ta İstanbul’daki kürsüsüne döndü. 1974 yılında Türkiyat Enstitüsü müdürü, 1982’de Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü başkanı, 1983’te ikinci defa Türkiyat Araştırma Merkezi müdürü oldu. Ekim 1983’te Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurulu üyeliğine seçildi. Bu resmî görevlerinin yanı sıra Kültür Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Devlet Planlama Teşkilâtı’nın kurduğu kültür, dil ve edebiyat komisyonlarının çoğunda görev aldı. 1936’da öğrenci bursuyla Almanya’da, 1949-1950 ve 1959-1960 yıllarında Fransa ve İngiltere’de, 1967’de Almanya, Fransa, İngiltere ve İsviçre’de inceleme ve araştırma yapmak üzere bulunan Mehmet Kaplan ayrıca Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde konferanslara ve seminerlere katıldı. Ocak 1984’te emekli oldu ve ölümüne kadar Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi’nde yüksek lisans ve doktora dersleri verdi. Mezarı Karacaahmet Kabristanı’ndadır. Kendisine Millî Kültür Vakfı tarafından “millî kültüre hizmet şeref armağanı” verilmiş (1981), emekliliği münasebetiyle Dergâh Yayınları tarafından Mehmet Kaplan’a Armağan (İstanbul 1984), ölümünden sonra da Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü’nce Mehmet Kaplan İçin (Ankara 1988) adlı kitaplar yayımlanmış, ayrıca Boğaziçi (Mart 1986, sy. 45) ve Türk Edebiyatı (Mart 1986, sy. 149) dergileri onun için birer özel sayı çıkarmıştır.
Yazı hayatına 1939 yılında şiirle başlayan Mehmet Kaplan, zihnini meşgul eden hemen bütün fikirleri deneme ve makalelerinde ortaya koymuş, yıllar boyunca giderek olgunlaşan düşünce sistemi bu yazılar vasıtasıyla sonraki nesilleri etkilemiştir. Nuri Hisar, Ruhi Çınar, K. Domaniç, Osman Okatan, Osman Selçuk, Nuri Tarhan takma adlarını da kullanan Kaplan’ın büyük bir kısmı Hareket, Gençlik, Çığır, İnkılâpçı Gençlik, İstanbul, Bizim Türkiye, Yeni Sabah, Komünizme Karşı Mücadele, Hisar, Türk Yurdu, Çağrı, Türk Düşüncesi, Yol, Türk Kültürü, Milliyet, Büyük Türkiye, Bayrak, Türk Edebiyatı, Tercüman, Millî Kültür, Kaynaklar, Türk Dili’nde olmak üzere 100’e yakın gazete ve dergide yayımlanan deneme, makale ve tercümelerinden bir kısmı kitap haline gelmiştir.
Uzmanlık alanı yeni Türk edebiyatı olmakla beraber Mehmet Kaplan, Türk edebiyatının asırlar boyunca devam eden tarihî seyri içinde vücuda gelen belli başlı kültür eserlerini ele alıp incelemiş, bunları değişik edebî metotlarla değerlendirmiş, böylece yetiştirdiği araştırmacılara yeni ufuklar açarak kültür ve fikir hayatının gelişmesinde önemli rol oynamış çok yönlü bir ilim adamıdır. Güzel sanatlardan fikir akımlarına, kültür ve medeniyet meselelerinden politikaya, din, ilim ve tarih konularından devlet ve üniversite problemlerine kadar çok geniş bir alanı kapsayan deneme tarzındaki yazılarıyla bir fikir adamı olarak da kendini kabul ettiren Mehmet Kaplan’ın üzerinde ısrarla durduğu hususların başında millî kültür ve medeniyet meseleleri önemli bir yer tuttu. Ona göre bir organizasyon olan devleti meydana getiren aslî unsur millettir. Uzun tarihleri boyunca pek çok devlet kuran Türkler’in devamlılığını sağlayan, onları ayakta tutan ise kültürleri olmuştur. Şu halde milleti millet yapan temel unsur kültürdür. Bir milletin ruhu en anlamlı şekilde kültür eserlerinde görülür. Bütün güzel sanatlar kültürün içine girer, fakat bunlardan yalnız edebiyat konuşur, zira onun ham maddesi dildir.
Mehmet Kaplan, Türk medeniyetinin üç ana devresine (atlı-göçebe, yerleşik medeniyet ve Batılılaşma dönemi) ait metinleri incelerken onlarda Türk milletine has değerleri temsil eden ideal insan tiplerini ortaya çıkarmış, Jung’un kolektif gayri şuur psikolojisine dayanarak bunların bir medeniyet dairesinden diğerine geçişte yok olmadığını, değişerek devam ettiğini ileri sürmüştür. Kuvvet ve hâkimiyet iradesiyle dünyayı fethetmek isteyen akıncı Türkler’in ideal insan tipine “alp” adını vermiştir. Atlı-göçebe Türkler, gayri şuurlarındaki ideal değerlerden vazgeçmeden mânevî yönlerini besleyen İslâmiyet sayesinde dünyanın en güçlü ve medenî devletlerinden Selçuklu ve Osmanlı devletlerini kurmuşlardır. Bu organizasyonda, “gazi” tipine dönüşen alp tipi ile mâneviyatı besleyen “velî” tipine dönüşen “şaman”ın ve “uluğ Türk”ün önemli rolü vardır. Din uğruna savaşan gazi tipi yeni gibi görünmekle beraber Jung’un kolektif gayri şuur adını verdiği mâzi şuuruyla alp tipinin bir nevi devamıdır. Velî tipi sert, aktif, daima savaşan, iradeli alp tipini yumuşatarak onun toprağa bağlanmasında ve “devlet-i ebed-müddet” fikrinin savunucusu olmasında önemli rol oynamıştır.
Kaplan’a göre devlet sadece toprak kazanmayı hedef alan bir organizasyon değildir. Sınırların gerisinde yaşayan ve devletin devamlılığını sağlayan fertleri her bakımdan besleyecek ve geliştirecek kurumlar da ihmal edilmemelidir. Aslında bir esnaf teşkilâtı olan Ahîlik ve onu temsil eden ahî tipi, Osmanlı hayat sisteminde gazi ve velînin yanı sıra bir başka temel unsur olmuştur. Buna göre Osmanlı sistemini oluşturan sentezi gazi, velî ve ahî şeklinde formüle etmek mümkündür.
Mehmet Kaplan, eski kültüre ait eserleri incelerken atlı-göçebe devri Türk edebiyatı mahsulleriyle yerleşik medeniyete geçtikten sonraki eserlerde görülen üslûp özelliği farklılığına da ilk dikkati çeken araştırmacıdır. “Dede Korkut Kitabı’nda Hayvanlar”, “Yunus Emre ve Nebatlar” adlı incelemeleriyle bu konudaki üslûp araştırmalarında yeni görüşler ortaya atmıştır. Atlı-göçebe Türk’ün eserlerine has imaj ve sembollerin hayvanlar âleminden alındığı, yerleşik medeniyete ait eserlerde ise daha çok nebatî imaj ve sembollerin kullanıldığını tesbit etmesi ve bunu çeşitli örneklerle açıklaması bu araştırmaların dikkati çekici diğer bir yönünü oluşturmaktadır.
Eserleri. A) Araştırma ve İncelemeler. 1. Tevfik Fikret ve Şiiri (İstanbul 1946). 2. Namık Kemal: Hayatı ve Eserleri (İstanbul 1948). 3. Şiir Tahlilleri: Âkif Paşa’dan Yahya Kemal’e Kadar (İstanbul 1954). 4. Tanpınar’ın Şiir Dünyası (İstanbul 1963). 5. Şiir Tahlilleri II: Cumhuriyet Devri Türk Şiiri (İstanbul 1965). 6. Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar I (İstanbul 1976), II (İstanbul 1986). 7. Hikâye Tahlilleri (İstanbul 1979). 9. Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar III: Tip Tahlilleri (İstanbul 1985).
B) Denemeler. 1. Nesillerin Ruhu (İstanbul 1967). 2. Büyük Türkiye Rüyası (İstanbul 1969). 3. Edebiyatımızın İçinden (İstanbul 1978). 4. Kültür ve Dil (İstanbul 1982).
C) Antolojiler ve Diğer Çalışmalar. 1. Köroğlu Destanı (Mehmet Akalın ve Muhan Bali ile birlikte, Ankara 1973). 2. Yeni Türk Edebiyatı Antolojisi, I-IV (İ. Enginün, B. Emil, Z. Kerman ile birlikte, İstanbul 1974-1989). 3. Devrin Yazarlarının Kalemiyle Millî Mücadele ve Gazi Mustafa Kemal (İnci Enginün, Birol Emil, Necat Birinci, Abdullah Uçman ile birlikte, I-II, İstanbul 1981). 4. Atatürk Devri Fikir Hayatı (İ. Enginün, Z. Kerman, N. Birinci, A. Uçman ile birlikte, I-II, Ankara 1982). 5. Atatürk Devri Türk Edebiyatı (İ. Enginün, Z. Kerman, N. Birinci, A. Uçman ile birlikte, I-II, Ankara 1982). 6. Cenab Şahabeddin’in Bütün Şiirleri (İ. Enginün, B. Emil, N. Birinci ve A. Uçman ile birlikte, İstanbul 1984). 7. Mehmet Kaplan’dan Seçmeler (I-II, Ankara 1988). 8. Âli’ye Mektuplar (haz. Zeynep Kerman – İnci Enginün, İstanbul 1992).
Kaynak: TDV İslâm Ansiklopedisi