MOLLA CÂMÎ

MOLLA CÂMÎ

09/11/2023

“Güzel ahlakın tezahürü olan güzel söz, insanların vicdanlarına hitap eden en etkileyici yoldur.”

İranlı âlim ve şair Molla Câmî’yi, vefatının sene-i devriyesinde rahmet ve saygıyla yâd ediyoruz.

 

MOLLA CÂMÎ (1414-1492)

7 Kasım 1414’te Horasan’ın Câm şehrinin Harcird kasabasında doğdu. Asıl adı Abdurrahman Câmî’dir. Câmî ilk tahsiline babasının yanında başladı. Babası Herat’a gidip Nizâmiye Medresesi’ne müderris olunca (823/1420) öğrenimini orada sürdürdü. Devrinin meşhur âlimlerinden Mevlânâ Cüneyd-i Usûlî’den Arap dili ve edebiyatının temel eserlerini okudu. Ardından Seyyid Şerîf el-Cürcânî’nin öğrencisi Ali es-Semerkandî ile Teftâzânî’nin öğrencisi Şehâbeddin Muhammed el-Câcermî gibi ünlü bilginlerin derslerine devam etti. Daha sonra Uluğ Bey zamanında büyük bir ilim merkezi haline gelen Semerkant’a giderek orada dokuz yıl kaldı. Uluğ Bey Medresesi’nde Bursalı Kadızâde-i Rûmî’den (ö. 841/1437) riyâziyyât dersleri aldı. Bu arada Mevlânâ Fethullah-ı Tebrîzî’nin derslerinden de faydalandı. Keskin zekâsı, yeteneği, ilmî meseleleri anlatma gücü ve görüşünü çok açık olarak ortaya koyabilme kabiliyeti sayesinde herkesin hayranlığını kazandı. Genç yaşta döneminin bütün ilimlerine vâkıf olmasına rağmen bu ilimler Câmî’yi tatmin etmedi. Semerkant dönüşünde Nakşibendî şeyhlerinden Sa‘deddîn-i Kâşgarî’ye intisap etti. Onun vefatından sonra (860/1456) halefi Hâce Ubeydullah Ahrâr’a bağlandı. Câmî 877’de (1472) hacca gitmek için Herat’tan ayrıldı. Bu yolculuk sırasında Bağdat’ta iken bazı Şiîler Silsiletü’ẕ-ẕeheb mesnevisinin Ehl-i beyt sevgisiyle ilgili bölümünü tahrif ederek Câmî’nin aleyhinde kullanmak istedilerse de Câmî Ehl-i beyt’i sevmenin Kur’an’ın emri olduğunu söyledi ve Silsiletü’ẕ-ẕeheb’in Ehl-i beyt’le ilgili bölümlerini okuyarak muarızlarını susturdu, orada bulunan âlimlerin takdirini kazandı. Hac dönüşünde Tebriz’e gitti. Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan’ın Tebriz’de kalmasını istemesine rağmen oradan ayrıldı. 8 Ocak 1474 tarihinde Herat’a döndü. Burada Sultan Hüseyin Baykara’nın kendisi için yaptırdığı medresede Arap dili ve edebiyatı, hadis ve tefsir dersleri okuttu. 9 Kasım 1492 cuma günü Herat’ta vefat etti. Cenazesi, başta Hüseyin Baykara ve Ali Şîr Nevâî olmak üzere devrin bütün ileri gelenlerinin iştirakiyle kaldırıldı, şeyhi Sa‘deddîn-i Kâşgarî’nin kabrinin yanına defnedildi.

Eserleri: Manzum Eserleri. Divanları, Heft Evreng, Ḥadîs̱-i Erbaʿîn, Risâle-i Terceme-i Kelimât-ı Ḳudsiyye. Mensur Eserleri. Nefeḥâtü’l-üns, Naḳdü’n-nuṣûṣ fî şerḥi Naḳşi’l-Fuṣûṣ, Şerḥu Fuṣûṣü’l-ḥikem, Eşiʿʿatü’l-Lemaʿât, Levâʾiḥ, Risâle-i Tehlîliyye, Süḫânân-ı Ḫâce Pârsâ, Risâle fi’l-vücûd, Ser-rişte-i Ṭarîḳ-i Ḫâcegân, Tefsîrü’l-Ḳurʾân, Risâle-i Şerḥ-i Ḥadîs̱, Risâle der Menâsikü’l-ḥac, Şevâhidü’n-nübüvve, Bahâristân, el-Fevâʾidü’ż-Żiyâʾiyye, Risâle der ʿİlm-i Ḳāfiye, Tecnîsü’l-luġat, Risâle-i Mûsîḳī, Kitâb-ı Ṣarf, Risâle-i Münşeʾât, Risâle-i Kübrâ der Muʿammâ, Risâle-i Mutavassıṭ der Muʿammâ, Risâle der Beyân-ı Ḳavâʿid-i Muʿammâ, ed-Dürretü’l-fâḫire, Şerḥ-i Mîmiyye-i Ḫamriyye-i Fâriżıyye, Şerḥ-i Ḳaṣîde-i Tâʾiyye-i Fâriżıyye, Risâle der Şerḥ-i Rubâʿiyyât, Risâle-i Şerḥ-i Beyt-i Ḫüsrev-i Dihlevî, Risâle-i Şerḥ-i Beyteyn-i Mes̱nevî-i Mevlevî, Risâle fi’l-ʿarûż, Risâle-i Fihrist.

 

Kaynak:

 TDV İslâm Ansiklopedisi

Galeri